Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Derya A.

Derya A.
@Katredenderya
Öğretmen
Lisans
İstanbul
86 okur puanı
Haziran 2020 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Çay önemli! :)
Hiddetten ağzım köpürmüşken biraz yüzüme gülüp, önüme bir bardak şekerli çay sürerek gönlümü alırsanız, belki hemen o anda yelkenleri suya indirirdim. Üstelik duygulanırdım da...Huyum böyleydi işte.
Yer Altından Notlar
Yer Altından Notlar
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
Reklam
Düşün! Tanrının toprakları sonsuz genişlikteyken, seni alçaltan bir ülkede yaşamanın ne kadar anlamsız, ne kadar şaşırtıcı olduğunu!
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Bütün Şiirleri 4
Bütün Şiirleri 4
Sadece ölmekten korkanlar randevu alır, derdi. Sadece onlar randevuyla gidilen amaçlara sahiptir. 4 yıl sonra mutlaka mezun olur, 6 yıl sonra bir işe girmezse delirir, 10 yıl sonra bir yolunu bulup ev alır, 50 yıl sonra da en fazla on farklı ölümden biriyle hayatı terk ederler!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hayat ölüme dahil... Bir işe başlamak, bitirmenin yarısı, derler ya... Doğmak da öyle işte. Ölmenin yarısı. Bunu kabul et, yeter.
Dünyayı da defalarca uzaktan görmüştüm. Belgesellerde. Kapkaranlık bir uzay boşluğunun içinde, masmavi, yemyeşil, bembeyaz bir küre! Ne savaşlarda birbirinin topuklarını ne de barışlarda birbirinin dillerini koparanlar görünüyordu o mesafeden. Ne atılan çığlıklar ne de söylenen yalanlar duyuluyordu. Sessizlik ve huzur içinde, ağır ağır dönen bir küre. Önemli olan hangi açıdan baktığın, derler. Palavra! Önemli olan hangi mesafeden baktığın!
Reklam
İnsanın, yalnızca içine doğduğu dünyaya değil, kendine alışması için de bir süre gerekiyordu.
Avrupa parlamentosu ve Beyaz Saray'daki halılardan kan lekesi çıkarmak özellikle zordu, bu yüzden de savaşı evlerine sokmuyorlardı. Ama sonuçta onlar da insandı ve bütün insanlar gibi, benzerleriyle savaşmak için can atıyorlardı. Bunun için de birbirlerinin kulaklarına "Çıkışa gel!" diye fısıldıyor ve Batı medeniyeti sınırlarını artlarında bıraktıkları anda, başkalarının evlerinde boğuşmaktan geri durmuyorlardı.
Diyor ya Aşık Veysel, "iki kapılı han" diye. Ondan cereyan yapıyor bu hayat. Onun için üşüyorum hep. Gideyim de kapatayım birini!
Unutulması gerekip de unutulamayanlar, katlana katlana çoğaldı. Meğer önce yarını unutmak gerekiyormuş...Her doğanın yeni bir güneş olduğuna inanacak kadar unutmak... Her güneşi ilk ve son kez gördüğüne emin olacak kadar unutmak. ...Her günü ilk kez yaşıyormuş gibi hissedecek kadar unutmak gerekiyormuş...
Çoğaltır aşk
O sabah her şey fazladan da fazlaydı! Uyanışım fazlaydı. Yataktan kalkışım, yürüyüşüm fazla. Yüzümü yıkayışım ve yine yürüyüşüm fazlaydı. Mutluluğa benzeyen bir şeyle kaplanmıştım. Ellerim, gözlerim ve gördüklerim fazlaydı. Bana hayatımı unutturan bir şey vardı üstümde. Fazladan bir şey... Aşk...
Reklam
Hepimiz büyüme çağındaydık. Kaç yaşında olursa olsun, herkes. Bütün dünya. Döne döne geçiyorduk büyüme çağından. Başımız döne döne... Bu yüzden yiyorduk ve yemeliydik. Birbirimizi ve her şeyi.
İnsanın kullandığı ilk alet, başka bir insandır.
Ne zaman ki hikayemi anlatıp susacağım, artık sadece hatalar yapacağım. Zamanı dörtnala koşturacak kadar yabancı hatalar!
Şimdi kendime bir hikaye anlatacağım ve artık sadece buna inanacağım. Çünkü ne zaman dönüp baksam geçmişe, görüyorum ki yine değişmiş. Ya bir coğrafya eksilmiş ya da bir tarih eklenmiş. Hiçbir şey yerinde durmuyor bu hayatta.
Derya A.
Bir kitabı okumaya başladı
Daha
DahaHakan Günday
8.6/10 · 13,6bin okunma
717 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.