“Saygısızlık ettiğimi sanmıyorum,” dedi K. kurulanırken, “ama kibarlık yerine başka şeyler düşünmek zorunda kaldığım doğrudur, çünkü kendinizin de faal bir üyesi olduğunuz bürokratik sistemin rezil uygulamaları –ayrıntılarını size anlatmak zorunda değilim– benim yaşamımı tehlikeye attı."
Oysa K. yakınındaki canlı bir şey için, kendi için savaşıyordu; ayrıca bunu hiç değilse başlarda kendi iradesiyle yapıyordu, çünkü o saldıran taraftı; kendisi için savaşan yalnızca o değildi, ama makamların aldığı önlemler doğrultusunda inandığı, tanımadığı başka güçler de vardı.
Ancak insanın umudunu kıran çevrenin zorlayıcı gücü, düş kırıklıklarına alışma, her bir anın fark edilemeyen etkilerinin zorlayıcı gücü – bunlardan korkuyordu işte; ne var ki bu tehlikeye karşın savaşma cesaretini göstermeliydi.
Sayfa 27 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Başkişileri çocuk olan öykülerin okuru tavlayıcı ucuz bir özelliği olduğunu da bildiğine göre... yani neden? Yaşamın içindeki bir boşluğu doldurma adına mı?
Bunun karşılığında, edebiyat, başka dünyaların kapılarını açtı bana, hayranlık duyduğum yazarlarla, roman kişileriyle, görmediğim ülkelerle tanışmamı sağladı; maddi/manevi bütün sıkıntılara karşı dayanıklı kılarak yaşama sevinci aşıladı.
Eskiler, yaz sonuna tahin-pekmez günleri derlerdi, ne güzel! Koyu tarçınla acı karanfil karışımı bir duygu, bir tat. Batan güneşin kızılıyla baygın ıhlamur kokusu.