İslâm ve Modernizm: Fazlur Rahman Tecrübesi" konulu sempozyumu Türkiye'de ilk defa düzenleyen Tayyip Erdoğan olmuştu.
Fazlur Rahman ise, "Kur'ân'daki hükmün kendisinin değil, o hükmün illetinin evrensel olduğu, bu sebeple gerçekleştirmek istediği mesajı bulup, o mesajı gerçekleştirecek, bugünün dünyasında yeni hükümler ihdâs etmek gerektiğini" iddia edip Kur'ân'ın muhkem hükümlerinin bugün geçerli olamayacağını söylüyordu. Tayyip Erdoğan da, bu sempozyumun kitabına yazdığı önsözde şunları ifade ediyordu: “İşte bizim İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak, Fazlur Rahman'ı eksen alan İslâm ve Modernizm adlı uluslararası bir sempozyum düzenlememizin sebebi, bu projeyi tartışmaya değer bulmamız ve bunun gelecekte çok daha büyük bir önem kazanacağına olan inancımızdır.” Bu yüzden Tayyip Erdoğan 2018 yılında; "İslâm'ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. Siz İslâm'ı 14 asır öncesi hükümleri ile bugün uygulayamazsınız." sözlerini işte bu etkiyle söylemektedir.
Peygamberimizin (s.a.) huzuruna varır. Boynunda gümüşten bir haç vardır. Peygamberimiz (s.a.) bu sırada, “Onlar Allah'ı bırakıp din adamları ve keşişlerini Rabb edindiler." mealindeki ayeti okur.
Olayın devamını Adiyy İbni Hatem şöyle anlatır:
"Ben, 'Onlar, din adamları ve keşişlere kul olmadılar, onlara tapmadılar ki' dedim. Peygamberimiz (s.a.) bana şu cevabı verdi: Ne münasebet! Onlar halka helal olanı haram ve haram olanı helal kıldılar. Halk da onlara uydu. İşte bu onlara kul olmaları, tapmaları demektir.”