Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Oğuz

İslam'ın Güncellenmesi
İslâm ve Modernizm: Fazlur Rahman Tecrübesi" konulu sempozyumu Türkiye'de ilk defa düzenleyen Tayyip Erdoğan olmuştu. Fazlur Rahman ise, "Kur'ân'daki hükmün kendisinin değil, o hükmün illetinin evrensel olduğu, bu sebeple gerçekleştirmek istediği mesajı bulup, o mesajı gerçekleştirecek, bugünün dünyasında yeni hükümler ihdâs etmek gerektiğini" iddia edip Kur'ân'ın muhkem hükümlerinin bugün geçerli olamayacağını söylüyordu. Tayyip Erdoğan da, bu sempozyumun kitabına yazdığı önsözde şunları ifade ediyordu: “İşte bizim İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak, Fazlur Rahman'ı eksen alan İslâm ve Modernizm adlı uluslararası bir sempozyum düzenlememizin sebebi, bu projeyi tartışmaya değer bulmamız ve bunun gelecekte çok daha büyük bir önem kazanacağına olan inancımızdır.” Bu yüzden Tayyip Erdoğan 2018 yılında; "İslâm'ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. Siz İslâm'ı 14 asır öncesi hükümleri ile bugün uygulayamazsınız." sözlerini işte bu etkiyle söylemektedir.
Reklam
Diyanet
1982 Anayasası: Diyanet İşleri Başkanlığı laiklik ilkesine göre hizmet yapar
Peygamberimizin (s.a.) huzuruna varır. Boynunda gümüşten bir haç vardır. Peygamberimiz (s.a.) bu sırada, “Onlar Allah'ı bırakıp din adamları ve keşişlerini Rabb edindiler." mealindeki ayeti okur. Olayın devamını Adiyy İbni Hatem şöyle anlatır: "Ben, 'Onlar, din adamları ve keşişlere kul olmadılar, onlara tapmadılar ki' dedim. Peygamberimiz (s.a.) bana şu cevabı verdi: Ne münasebet! Onlar halka helal olanı haram ve haram olanı helal kıldılar. Halk da onlara uydu. İşte bu onlara kul olmaları, tapmaları demektir.”
Sayfa 67

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mevlana
Şimdi Mevlana'nın meşhur Mesnevi'sinde anlattıklarına bakıyoruz, şu 3 beyiti lütfen okuyun, burası çok ama çok önemli: O dua, yedi göğü de geçti, kabul edildi. O yok sulun işi, nihayet iyileşti, düzene girdi. Çünkü şeyhin o duası, her duaya benzemez. Şeyh, Tanrıda yok olmuştur, onun sözü Hak sözüdür. Tanrı, kendisinden bir şey isterse kendi isteğini nasıl reddeder? Okudunuz değil mi? Şeyh, Allah'ta yok olmuş yani Allah olmuş kişidir (fenafillah mertebesine ulaştığından ötürü). Dolayısıyla Mevlana'ya göre şeyhin ağzından çıkan söz, Allah'ın sözü olur.
İslâm, inananlarını Allah'a teslim olmaya çağırırken, demokrasiler insanları hevâ ve heveslerine uymaya çağırıyor. Bu çağrılardaki çelişki sizin de dikkatinizi çekmiyor mu? Laiklik, sokaktaki insanın anlayacağı şekilde ifade edersek, Allah'a "Ya rabbî sen tek büyüksün ama devlet diye bir başka büyük daha var. Bazı hükümlerini bırakıp devletinkine uyacağım. Hüküm sahibliğini aranızda bölüştüreceğim!” demektir
Sayfa 264Kitabı okudu
Reklam
Sistem öğütür
1990 yılı Şubat ayında Rand Corporation diye bilinen, Amerika'da özel istihbarat elemanlarınca hazırlanan bir rapor yayınlandı. Adı geçen raporda özetle Türkiye'deki laik rejimin İslâm'la çatışmamasi öğütleniyordu. Hatta raporu hazırlayan CIA Ortadoğu sorumlusu Fuller şöyle diyordu: "Liderlerin; Washington, Nehru, Lenin, Gandhi ve Mustafa Kemal gibi liderlerin öldüğünü, bununla birlikte ilkelerinin de öldüğünden" bahisle "Kur'an ve İncil'in yaşadığını" ifade ederek, artık klasik kemalizmin modasının geçtiğini ve bugünkü dünya koşullarında İslâm'la barışık olmanın zamanının geldiğini ifade ile müslümanların siyasi yapılanmalara çekilmesiyle İslâmî tehlikenin bertaraf edileceğini, hele hele bir de bu müslümanlar parlementoya sokulabilirse fevkalade olacağını ifade ediyordu. Ve ardından da parlementoya girmenin akidevi tavizi beraberinde getireceğini ekliyordu.
Sayfa 247Kitabı okudu
Takva
Hakim b. Hizam: "Ey Allah'ın Resulü! Cahiliye devrinde Allah için ibadete zaman ayırır, sadaka verir, köle azat eder ve akrabalık bağını gözetirdim. Ne dersin, bütün bunlar için bana bir ecir var mı? Allah Resulü dedi ki: "Sen geçmişte yaptığın bütün bu iyilikler sayesinde Müslüman oldun."
Sayfa 193Kitabı okudu
“Elif! Lâm! Râ! Bu öyle bir kitaptır ki âyetleri hem muhkem kılınmış hem¹¹de doğru kararlar veren ve her şeyin iç yüzünü bilen (Allah) tarafından açıklanmıştır. Bu, Allah'tan başkasına kul olmamanız içindir. (De ki:) Ben de o kitapla sizi uyaran ve müjdeleyen kişiyim.” (Hud 11/1-2) Bu âyetlere göre başkasının açıklamalarına uymak, ona kul olmaktır. Bu ilmi bildiği halde kendini âyetleri açıklamaya yetkili gören, yoldan çıkmış olur.
Nankörlük ettikleri için onları böyle cezalandırmıştık. Nankör olandan başkasını cezalandırır mıyız hiç! (Sebe 17)
Kur'an, belli bir görüş sahibi olabilmek için bireysel düşüncenin ne kadar önemli olduğunu sürekli hatırlatır ve körü körüne bir muhafazakârlığın aksine, sırf babadan oğula geçen şeyler oldukları için atalarımızdan bize ulaşan inanç ve geleneklerde israr edilmemesini emir ve tavsiye eder.
Reklam
Bilinçli Müslüman
İslâm öyle bir şeydir ki onu yaşayan asla yılgınlık duymaz. Allah’a gerçekten tevekkül eden, kesinlikle başka vekil edinmek gereğini hatırına bile getirmez. Kendisine yapılan hiçbir kötülük, onu aynıyla ya da daha değişik bir kötülükle cevaplamaya meylettirmez. Kendi malı alınır, lâkin o başkasının malını almaz. Kendine hakaret edilir, lâkin o hakaret edene bile hakaret etmez. Kendisine zulmedilir, lâkin o kimseye zulmetmez. Zira o bilir ki, kendisi bir müslüman olarak korunması gereken değerleri korumakla yükümlüdür. Kendisi de bozulur ve kendisine yapılan bozuklukları o da başkalarına yaparsa bu değerler yeryüzünden kaybolur. Bu takdirde ortada değerler kalmaz ve günün birinde imkân sahibi bulunsa da, yeryüzünde ikâme edeceği bir değer kendisinde de kalmaz. İşte bu hâl mahvolmuşluğun hâlidir.
Sayfa 144Kitabı okudu
İnsan kendi doğasını ancak bu doğanın sahibince bildirilen esaslara uyarak koruyabilir.
Sayfa 119Kitabı okudu
Çok eşlilik
Çünkü her şeyden önce çokeşlilik, hiç bir zaman dinin insanlara zorunlu olarak emrettiği bir şey değil, sadece belli koşullarda izin verilen bir imkândır. Bundan başka evlilik, karşılıklı anlaşmaya dayalı hukuksal bir sözleşme olduğu için, çokeşlilik erkeğin tek taraflı olarak dayatacağı bir uygulama olamaz: Kadının da kendi arzu ve iradesiyle, kendisiyle eşit haklara sahip diğer eşlerle birlikte ortak evliliğe razı olması gerekir.
Peygamberin örnekligi
Öyle görünüyor ki, Allah'ın Elçisi olan bir kimse, vasat bir insan için asla geçerli bir örnek oluşturmayacak olan, tamamen zühd ve takvaya dayalı insanüstü bir hayat sürmek gerektiği görüşünü hiçbir zaman savunmamıştır. Bu nedenle, Resulullah (as) Muhammed (as): "Düşmanınızı seviniz!" demediği gibi, böyle yapanlara da karşı çıkmamaktadır.
Hoşgörü
İslâm Devleti, İslâmi ilke ve temellere dayalı olmakla birlikte, diğer gelişmiş dinlerin mensupları lehine de önemli bir hoşgörü tanımıştır (Tevbe: 9/29). Bunlar İslâm Devleti'nin tebe'ası ve vatandaşı olarak kabul edilmişlerdir. Bu inanç özgürlüğünü Yahudi, Sâbiî, Hıristiyan ve Mecûsîlere bizzat Resulullah (as) tanımıştır.
50 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.