Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Deniz şimşek

Deniz şimşek
@Kral707
10 Haziran
29 okur puanı
Ocak 2024 tarihinde katıldı
Zihin Denizi ( yazan. :Deniz Şimşek)
Zihin, hayatın karmaşası içinde bir liman gibidir, içsel bir sığınak. Dış etkenler gelip geçerken, içsel denizimizin derinliklerindeki huzur ve dinginlik daima sabit kalır. Bu huzur, yaşamın fırtınalarında bizi koruyan bir kalkan gibidir, bize güven ve güç verir. Dalgalar bazen yüksek ve korkutucu olabilir, ama içsel denizimizin sakin sularında, kendimizi buluruz. Bu sular, bizi geçmişin ve geleceğin dalgalarından uzaklaştırır, şu anı ve iç huzuru keşfetmemize olanak tanır. Yaşamın iniş çıkışları, zaman zaman zihnimizi sarsar ve yorar. Ancak, içsel denizimizin derinliklerindeki sessizlik ve huzur, bizi yatıştırır ve yeniden doğarız. Bu sessizlik, içsel yolculuğumuzun rehberi ve destekçisidir, bize varlığımızın anlamını hatırlatır. Zihin, duyguların karmaşık dansını yansıtan bir aynadır. Ancak, bu dansın ardında, içsel denizimizin sakin sularında gerçek benliğimizi buluruz. Bu gerçeklik, bizi her türlü zorluğun üstesinden gelmeye teşvik eder, bize içsel gücümüzü hatırlatır. Sonuç olarak, zihnin sessiz sularında kendimizi buluruz ve bu bize huzur ve içsel dinginlik getirir. Bu dinginlik, yaşamın dalgalarına karşı durmamıza ve her anın değerini hissetmemize yardımcı olur, bize güç ve ilham verir.
Reklam
Yalnız kalpler (yazan:Deniz Şimşek)
Gün ışığı hafifçe odanın içine süzülüyor, ancak içimdeki karanlık hala dağılmış gibi değil. Yatağın üzerinde uzanmışım, gözlerim tavana dikilmiş, içimde bir boşlukla dolu. Kalbim, sessizce atan bir saat gibi hissedilirken, etrafımı saran sessizlik, yalnızlığımı daha da hissettiriyor. Yalnızlık, bazen kalbimizin en derin köşelerine sızan bir soğuk
Harcanıp gidiyor ömür dediğin (yazan: Deniz Şimşek)
Ömür: Bir Yolculuk, Bir Hatıra** Ömür dediğimiz zaman, bir nehir akıp geçiyor gözlerimizin önünden. Her an, bir kum tanesi gibi elimizden kayıp gidiyor. Zamanın akışı içinde, hayatın karmaşasıyla dolu bir yolculukta buluyoruz kendimizi. Bir an için durup düşünmek, bu yolculuğun değerini anlamamızı sağlayabilir. Her birimiz, bu dünyaya gelirken

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ahlaki eylem. ( Yazan: Deniz Şimşek)
Ahlaki eylemlerimizin değerlendirilmesinde duygularımızın etkisi altında kalmamalı, bunun yerine özgür irademizin rehberliğinde hareket etmeliyiz. Örneğin, birine yardım etmeyi sadece duygusal bir tepkiyle değil, ahlaki bir sorumluluk olarak gördüğümüzde gerçek anlamda ahlaki bir eylem gerçekleştirmiş oluruz. Bu bağlamda, özgürlük kavramı ahlaki değerlerin belirlenmesinde ve uygun davranışların sergilenmesinde önemli bir rol oynar. Dolayısıyla, ahlaki eylemlerimizde duygusal etkilerden arınmış, özgür irademizin rehberliğinde hareket etmek bizi daha özgür ve ahlaki açıdan tutarlı bir yaşama doğru yönlendirir.
Hak Arayışı. ( yazan :Deniz Şimşek)
Hak arayışı, insanın doğasında var olan ve asırlardır süregelen bir yolculuktur. Bu yolculuk, adaletin ışığında ilerlerken, birçok zorluğu da beraberinde getirir. Ancak bu zorluklar, insanların içlerindeki adalet duygusunu ve vicdanlarını daha da güçlendirir. Bir hak arayışının başlangıcı genellikle kişisel bir haksızlıkla karşılaşmakla başlar.
Reklam
Mütevazi Olmanın Gücü. (yazan:Deniz Şimşek)
Mütevazi olmak, insanın içsel gücünü ve dış dünyayla olan ilişkisini derinlemesine etkileyen bir özelliktir. Bu değerli nitelik, kişinin kendini gerçekleştirmesine, ilişkilerini güçlendirmesine ve topluma olumlu katkıda bulunmasına yardımcı olur. 1. Kendini Gerçekleştirme Mütevazi insanlar, kendi yeteneklerini ve sınırlarını bilirler.
Benim için vatan (yazan: Deniz Şimşek)
Bir vatansever olmak, bir insanın içinde taşıdığı en kutsal duygulardan biridir. Bu duygu, sadece topraklarına değil, o topraklarda yaşayan insanlara, kültüre ve değerlere olan derin sevgi ve bağlılıkla beslenir. Bir vatansever, yalnızca kendi bireysel çıkarlarını değil, aynı zamanda milletinin ve toplumun refahını da önemser. Gözlerimizi
Tehlikeli manipilasyon (yazan :Deniz Şimşek)
Manipülatör, karşısındakini kontrol altına almak için özgüven eksikliğini hedef alır ve ona yönelik alaycı bir dille kişiliğine ya da dış görünüşüne ilişkin zayıf yönleri vurgular. Bu sözler karşısındaki kişinin kendini kötü hissetmesine neden olur ve manipülatörün isteklerine uyum sağlamaya başlar. Rencide olan kişi, kendini ispat etmek ve kabul görmek için çaba harcar. Kusurlarının başkalarında olduğuna inandırılan kişi daha savunmasız hale gelir. Son aşamada ise, manipülatör karşısında derin bir sempati ve itaat duygusu oluşturur. Bu süreçte, manipülatörün kontrolü altına giren kişi, kendi değerini sorgulamaya başlar ve manipülatörün bakış açısını kabul etmeye başlar. Manipülatörün isteklerini yerine getirmek için adeta bir köle gibi davranırken, kendi özgüvenini daha da kaybeder. Bu durumda, manipülatörün egemenliği altında olan kişi, kendi kimliğini ve özgürlüğünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Manipülasyonun son evresinde, kişi artık manipülatörün etkisi altında tamamen kaybolmuş durumdadır. Kendi düşüncelerini, duygularını ve hatta değerlerini manipülatörün istekleri doğrultusunda şekillendirir. Bu noktada, kişinin kendi içsel gücünü yeniden keşfetmesi ve manipülatörün kontrolünden kurtulması gerekmektedir. Ancak bu, genellikle uzun ve zorlu bir süreç gerektirir.
6 Şubat depremi :( yazan:Deniz Şimşek)
6 Şubat depremi, yürekleri dağlayan bir felaketti. O gün, sakin sokaklar bir anda çığlık çığlığa döndü. Topraklar titredi, binalar yıkıldı, hayatlar paramparça oldu... Depremin ardından kalan manzara, adeta bir kabusun gerçekliğiydi. Enkaz altında kalanlar için umut arayışı, herkesin yüreğini dağladı. Gözler dolup taştı, dualar yükseldi gökyüzüne. Ancak, ne kadar çaba harcansa da, kayıpların acısı kolayca silinmeyecek kadar derindi... 6 Şubat depremi, sadece binaları yıkmadı, insanların ruhunu da paramparça etti. O an, herkesin hayatında bir dönüm noktasıydı. Bir anda her şey değişti, güven duvarları yıkıldı, korkular yükseldi... Ancak, en karanlık anlarda bile umut yeşerir. İnsanlar, birbirine kenetlenerek, en zor zamanlarda bile birlikte olmanın gücünü gösterdi. Komşular, yabancılar bir araya gelerek, enkaz altında kalanları kurtarmak için seferber oldu. Göz yaşları, umuda dönüştü... Bugün, 6 Şubat depremini anarken, yaşananları unutmayacağız. Acılarımızı, kayıplarımızı yüreğimizde taşıyacağız. Ancak, aynı zamanda bu felaketin ardından gelen dayanışma ve umut dolu anları da hatırlayacağız. Ve belki de en önemlisi, bu acının ardından daha güçlü bir şekilde ayakta kalacağız...
Devletin Verdiği Binbaşı Rütbesi ve Havanın Değişen Dokusu"
Devletin bir bireye binbaşı rütbesi vermesi, sadece askeri yetenekleri değil, aynı zamanda bir liderin sorumluluk ve etki alanını genişleten bir durumu simgeler. Ancak, bu rütbeyle birlikte gelen ayrıcalıkların bazen bireyin tutumunda olumsuz bir değişikliğe neden olduğunu gözlemlemek mümkündür. Binbaşı rütbesiyle birlikte gelen statü, bazı kişilerde egoya dayalı bir tutumun gelişmesine yol açabilir. Bu kişiler, sıradan vatandaşlara karşı sürekli bir üstünlük hissi taşıyabilir ve bu durum, toplumsal ilişkilerde gerilimlere neden olabilir. Bu ayrıcalıkların içindeki bir diğer nokta ise "hava atma" durumudur. Binbaşı rütbesi, bireye belirli bir prestij ve dikkat getirebilir; ancak bu durum, kişinin samimiyetini ve gerçek değerlerini gölgeleyebilir. Kendini öne çıkarmak, diğer insanlara karşı tepki alabilir ve toplum içinde izole edici bir etki yaratabilir. Bireyin sivil yaşamında binbaşı rütbesiyle gösterdiği tavır, toplumla olan bağlarını güçlendirmesi yerine zayıflatabilir. Herkesin eşit olduğu demokratik bir toplumda, bu tür ayrıcalıklı bir tutum, sosyal uyumu ve dayanışmayı tehdit edebilir. Sonuç olarak, binbaşı rütbesiyle gelen ayrıcalıkların farkında olmak ve bu statünün sorumluluklarına uygun davranmak önemlidir. İnsanların birbirleriyle olan ilişkilerini güçlendiren, değerlere saygı gösteren ve toplumun bir parçası olarak kucaklayıcı bir tutum benimsemek, herhangi bir rütbe veya statüden daha değerlidir.
Reklam
Mahkum. (Yazan Deniz Şimşek)
Ay ışığı, gökyüzünden yavaşça süzülerek geceye huzur verirken, genç adamın yüreği hapsolmuştu. Gözleri, yıldızların parıltısında kaybolmuş gibi, bir hüzünle parlıyordu. O an, sevgilisinin yüzünü hatırladığında, kalbi sanki kırılacakmışçasına derin bir acıyla titriyordu. Genç adamın gözlerindeki bu hüzün, bir zamanlar parıldayan umut dolu bir aşkın izlerini taşıyordu. Kalbinin hapis olması, geçmişte yaşadığı derin duygusal bir travmanın eseri gibiydi. Sevgilisiyle yaşadığı ayrılık, onun kalbini bir zincirle sarılı tutmuş, özgürlüğünü kısıtlamıştı. Gecenin sessizliği içinde, genç adamın yürüyüşü adeta bir iç hesaplaşmanın yansımasıydı. Her adım, geçmişteki anıları canlandırıyor ve o kalpte hapsedilmiş duyguların acı veren bir melodiye dönüşmesine sebep oluyordu. Yıldızlar, onun acılı bakışlarına şahitlik ederken, kalbindeki hapis duvarları, sevgilisinin adını fısıldayarak yankılanıyordu. Genç adamın yüzünde beliren derin çizgiler, hayatın ona öğrettiği acı dersleri yansıtıyordu. Ama yine de, içindeki umutsuzluğa rağmen, bir parça umut ışığı beliriyordu. Belki de zamanla, bu hapis duvarları yıkılacak ve kalbi özgürce atabilecekti. Ancak şu an, o kalp, sevgilisinin hatıralarıyla hüzünle dolu, adeta bir şairin en dokunaklı dizelerini yazdığı gibi, geceye bırakılmıştı.
Anneme mektup. (Yazan :Deniz Şimşek)
Sevgili Anneciğim, Bugün kalemi elime aldım, ama kelimelerin yetersiz kaldığını hissediyorum. Yine de bir çaba sarf etmek istiyorum, çünkü içimdeki duyguları sana iletmek istiyorum. Hatırlıyor musun, o sıcak yaz günlerini? Bahçedeki çiçeklerin kokusunu, pencereden süzülen güneş ışığını, o masum gülüşlerimizi? O anları düşündükçe, yüreğimde bir sıcaklık hissediyorum. Gözlerinin içindeki sevgiyi ve o kırılmaz bağı düşündükçe, bir nebze olsun ifade etmeye çalışıyorum. Hatıralarımızın birer resim gibi canlandığı anlarda, seninle geçirdiğim o özel anların değerini bilmek beni mutlu ediyor. Birlikte yaşadığımız zorluklar, sevinçler ve hayatın bize sunduğu her şey... Hepsi, seninle olan bağımızı daha da güçlendirdi. İyi günlerde yanımda olduğun gibi, zor zamanlarda da gücüm oldun. Anneciğim, senin içindeki sevgi, anlayış ve güç bana ilham kaynağı oldu. Her anımda senin etkin var, biliyorsun. Senin sevgin, benim için değerli bir hazinedir. İyi ki varsın Sevgiler, Deniz
102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.