Türkiye'nin az gelişmiş ve kırsal bir bölgesinde, mükemmel öğretmenlerim oldu. Onlar bana, Türk halkının tarihinden gurur duymayı ve büyük şeyleri başarabileceğimiz güvenini aşıladılar.
Kitabı okuduğum için kendimi şanslı hissedenlerdenim, ünü için değil de içindeki kıymetli fikirleri okuyabildiğim için... Yazarının kafa karışıklıkları eğer ki düşünmekten kaçmaya çalışan biriyseniz sizi rahatsız hissettirebilir ama herkes size hayatın sadece o güzelliklerini göstermek zorunda değil aksine bazen fenalıkları da görmeliyiz, görmeliyiz ki çerçevemiz genişlesin ve o at gözlüklerini atalım. Gözlem yeteneği sayesinde kendinizi bazen akademisyen, bazen bir baba bazen bir öğrenci ya da kendinizle konuşuyormuş gibi bile hissedebilirsiniz. Kitabın ismine gelecek olursak muhtemelen stajyer bir öğretmenin sırf bilmiyorum dememek için öğrencileri geçiştirdiğini sandığı ama öğrencilerin, öğretmenin bilmediğini fark edip daha da üsteleyerek defalarca aynı soruyu sorduğu, sonucunda ise işlerin daha beter olduğunu aslinda bilmiyorum demekten korkulmaması gerektiği insanın her şeyi biliyor(muş) gibi göstermesinin daha kötü sonuçlar doğurabileceğinden yola çıkılarak koyuldugunu düşünüyorum. Son olarak elime bir kalem alıp satırları çizmeye başladım, baktım neredeyse hepsini çiziyorum ben de kalemi elimden bıraktım. Bu 2 kitapta daha başıma gelmişti biri "İnsanın acısını insan alır" diğeri ise "Göçüp gidenler koleksiyoncusu". Minnettarız gönlünüzün güzelliğini kitaba da yansıttığınız ve gerçek yaşamınızda da nahif bir insan olduğunuz için...
Bil-mi-yorumHüseyin Öztürk · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık(KDY) · 202124 okunma