Bizi unutma!..."
- "Bizi an!.."
Anası tek başına söyledi:
- Babası fısıldadı:
"Ölüm o kadar güç değildir. Unutulmak yamandır."
"Asıl ölüm unutulmaktır."
-Amcası ilave etti:
- "Unutmak da ölmektir."
Bir hayat kasırgası içinde ömür geçirenler, bir gölgelikte dinlenmek için vakit bulamayanlar, tehlikelerle arkadaş olanlar böyle geçici bir huzura kavuşunca kendi gönülleriyle hesaplaşırlar, geçmişi hatırlarlar. O zaman her şeyin ölçüsü büyür ve hatıralar güzelleşir. Mazide kalan insanlar kusurlarından ve suçlarından sıyrılmıştır. O, bir arkadaşsa daha vefalı, bir sevgiliyse daha çekici; bir anaysa daha şefkatli olur. Hatta böyle dakikalarda insan düşmanını bile bağışlamaya hazırdır.
Ama bir zamanlar kör olduğunuza yakınmayacak, sağır olduğunuza üzülmeyeceksiniz.
Çünkü o gün, her nesnenin içinde gizlenen amacı bilmiş olacaksınız.
Ve karanlığı olduğu kadar, aydınlığı da kutsayacaksınız
Güzele dair söylediğiniz bunca söz,
Gerçekte güzel için değil, doyurulmamış eksiklikler içindir.
Oysa güzel, bir gereksinim değil, bir doygunluğun sevincidir.
Ve içinizden kimi yaşlılar, sarhoşken işlenmiş hatalar gibi, pişmanlıkla anımsarlar bazı hazları.
Oysa pişmanlık, belleğin bulandırılmasıdır, cezalandırılması değil.
Kederli olduğunuz zamanlarda da yine yüreğinizin derinliklerine bakın, o zaman gerçekte, bir zamanlar sizi mutlu kılmış olan şeye ağlamakta olduğunuzu görürsünüz.