Bizim için hüküm hep aynıdır. Kısa bir hükümdür: beklediğimiz ve inanamadığımız bir hüküm. Yalnız bizim için çıkarıldığını sandığımız, oysa sayısız kopyası olan ve ayrıntılara inmeyen bir hüküm
Dehşet bir şoktur, mutlak bir körleşmenin zamanı. Dehşette en ufak güzellik yoktur. Bütün görebildiğimiz bizi bekleyen bir olayın delip geçici ışığıdır. Öte yandan, hüzün olacakları bildiğimizi varsayan bir tavırdır.
Savcı Mustafa Akın İle aylarca, karşı karşıya durduk. «Duruşma» sözcüğü buradan geliyor herhalde. O durdu. Ben durdum, öteki sanıklar durdu. Böylece duruşmuş olduk
yargılanırken, en büyük suçlarımızdan biri, «Anayasa'ya saygı yürüyüşü» düzenlemekti. Bizler, Anayasa'ya saygı yürüyüşü düzenlemekle, Anayasayı çiğnemiştik!
Bir başka insanı, kişiliğinin en derinindeki çekirdeğinden kavramanın tek yolu sevgidir. Sevmediği sürece hiç kimse, bir başka insanın Özünün tam olarak farkına varamaz. Sevgisi yoluyla insan, sevilen kişideki temel kişilik özelliklerini ve eğilimlerini görebilecek duruma gelir ve dahası, ondaki gerçekleşmemiş olan ancak gerçekleştirilmesi gereken potansiyelleri görür. Ayrıca sevgisi yoluyla kişi, sevdiği insanın bu potansiyelleri gerçekleştirmesini sağlar. Sevdiği insanın, ne olabileceğinin ve ne olması gerektiğinin farkına varmasını sağlayarak, potansiyellerim gerçekleşmesini sağlar.
İnsan bağımsızlığa doğru attığı her adımı ürkütücü bir tehdit olarak yaşar. Öbür insanlardan farklı davrandığı oranda reddedilme ya da sevgiyi yitirme olasılığı artar. Kendisine yön vermede yenilgiyle karşılaşma olasılığı sürekli bir korku yaşamasına neden olur. Bu, insanın kendi yaşamını sürdürmekten korkmasıdır ve çevreye karşı yaşanan bir suçluluğu da içerir. Çünkü bağımsızlık çabası, o insanın bağlı olduğu insanlara karşıt davranışlarda bulunmasını da gerektirir.