Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kuzey Kaya

Kuzey Kaya
@Kzy65
Kitaplar Tiyatro Edebiyat️ Bisiklet turları, doğa yürüyüşleri, dağ tırmanışı, kamp ve otostopçuluk. Fotoğraf çekmeyi ve gezmeyi epey severim. İnstagram: __kuzeykaya instagram.com/__kuzeykaya
Sabahattin Ali diyor ya hani: “Kendimi bir balkondan aşağı daha rahat bırakabilirim, bir insana bırakmaktansa. Öyle çok korkuyorum insandan” diye. İnsan, insanın bazen evi bazen yurdu bazen umudu bazense yanılgısı ve yenilgisidir ve daima insan, insanın kapanmayan o yarasıdır!
Reklam
Reşat Nuri Güntekin'in "Çalıkuşu" romanında dediği gibi: "Hangi ümide sarılsam elimde kalıyor, neyi seversem ölüyor."
Pazar günleri insan bir şeylere alışır mı yoksa katlanır mı bilmiyorum. Sanırım cevabı Melih Cevdet Anday verecek: “Dünyada geçirdim çocukluğumu, insanlardan eşya yaparlar.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Melih Cevdet Anday'ın yazdığı gibi, şöyle; “her şeyi, adımı bile unutup uyusam.”
Tolstoy’un ölüm korkusunu Zweig şöyle aktarıyor: “Günlüğündeki her not üç esrarlı harfle başlıyor: s.j.v. (-si je vis-, yaşarsam eğer)
Reklam
“Bir yıl boyunca” diyor, Dostoyevski “gülmeye hiç fırsatı olmamıştı.”
Sokağa çıktım. Bir elimde gökyüzü var, hâlâ. Yürüyorum, ağır ağır. Hayır, hızlanıyorum. Bağırıyorum. Yırtamıyorum çünkü hiçbir şeyi. Kalbim gözyaşı siparişi vermiş. Bekliyorum.
Hermann Hesse kazanamasak da nasıl yenilmeyeceğimizi çok güzel tarif etmiş, “Biliyorsun çünkü, yumuşak sertten güçlüdür, su kayadan güçlü, sevgi zorbalıktan güçlüdür.
Yaşamak, onu sevmeyenlerin fazlalığından dolayı insana ait her şeyi az bırakıyor.
Günaydın hepinize. Bugün bol bol kendinizi sevin ve kendiniz için bir şeyler yapın. 😊
Reklam
Hayat kalacak. Yaşanmamışlık kalacak. Her şey geçecek, inan bana, hayat kalacak. Biz geçenlerden olacağız.
Beni niye umursamıyorsunuz? Niye "neyin var" demiyorsunuz? Neden hâl hatır sormuyorsunuz? Ben artık tükenmek üzereyim. Beynimdeki ağrılar beni iyice yoruyor. Birisi beynimdeki kötü huylu tümörü çıkartıp içine iyi huylu bir kitabı yerleştirsin artık. Yoksa, birkaç ay içinde öleceğim.
Ne olduğunu bilemediğim bir şeye içerlemişim. Bilmiyorum adını. Böyle birikiyor içimde. Beni azaltıyor. Yani şey gibi, kıyıya bir türlü gidemediğim için suyu tarif edemiyorum.
Arthur Rimbaud ve beni onbir dakika boyunca uzaklara daldıran şu cümlesi; “Hiçbir şeye gülmek istemiyorum: Bırakın, bu mutsuzluğum özgür olsun.”
Rehberde bir sürü telefon numarası var. Ne işe yarıyor? Hiç. Telefon edebileceğim kim var? Hiç. Gel desem, azaldım, yanıldım bu dünyaya ve beni telaşlandırıyor insanlar. Kime? Hiç. Bir sürü telefon numarası. Hiç. Ne için yanyana durduğunu bilmeyen bir sürü rakam. Hiç
258 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.