Güzelliğin geçici olmadığını senden öğrendim
Emeğin aşktan büyük bir hazine olduğunu senden
Zaman, kâküllerinden doğar topraklarından batardı
Al yeşil soluğum, yarasına döndüğüm, sözümün sahibi
"Sevmenin, dünyayı sevmek olduğunu senden öğrendim."
İzin alır gelirsem,
Güleceksin sevincinden,
Sabahları erken kalkacağız
Sobamızı yakacağız,
Saçların güzel olacak tütünümün renginden,
Ellerin çay kokacak
Gün doğacak sesinden.
Sen esirliğim ve hürriyetimsin,
çıplak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin,
sen memleketimsin.
Sen êla gözlerinde yeşil hâreler,
sen büyük, güzel ve muzaffer
ve ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimsin...
İnsanları hayatından çıkarabilmeyi öğren. Olay çıkarma ya da dramaya girme. Boşu boşuna konuşma ya da kavga etme. Sakince uzaklaş. Sen hedeflere, hayallere ve harika bir geleceğe sahipsin. Kendini gereksiz yere üzme.
Kirpiğine dokunan kanlı âhım da yandı.
Bir damla su ver bana ey çöl!
Bilirim bari sen küsme.
Kalmadı hiçbir şeyim bak, günahım da yandı.
Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme.
Ülkem yıkıldı heyhat!
Ordugâhım da yandı...
Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
Niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
Niye kimseler izin vermez yollarına kuş konmasına?
"Öyle güzelsin ki
kuş koysunlar yoluna"
Bazen öyle sanıyor ki insan, eskisi gibi olabilir her şey...
Olmaz hâlbuki.
Olmaz.
Tüketip de geçtiğimiz onca şey eskisi gibi olamaz.
Ben sadece denemek istedim.
Farkındayım olmayacağının.
Ben hâlâ gözlerini bıraktığım yerde arıyorum.