Thinking of you is pretty, hopeful,
It is like listening to the most beautiful song
From the most beautiful voice on earth...
But hope is not enough for me any more,
I don't want to listen to songs any more,
I want to sing.
Her baktığım yerde yüzünü görüyordum
Her baktığım Sima senin ki oluyordu.
Bu yüzden kızıyordun bana...
Terk edişlerin de bu yüzdendi biliyorum
Sevgilim...
Seni görmekten alamıyorum kendimi...
Bu hastalık mıdır lanet midir aşk mıdır bilemedim...
Ama, bir saniye bile sensiz olmaya bırakamıyordum kendimi.
Bu yüzdendi yokluğunda sen varlığında sen deyişimin sebebi..
Sen bunu bile anlamamıştın...
youtu.be/nXTtA5bKHrM?lis...
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını basdın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam…
Kadınımda! aradığım şey şuydu:
Her dala konmamış olsun, en özgür en çılgın ve en kontrolsüz zamanında bile iradesini korumuş olsun. Her çiçeğe konan arı olmasın mesela. Çünkü ben bal yapsın istemiyorum, sadece benim olsun ve bende onun olayım.
Ve sadece beni sevsin ve bende sadece onu seveyim.
--Bir kadın olarak, evet bende erkeğimde aynı şeyleri isterdim. Onun biriciği olmayı isterim mesela. Gönlündeki tahta benden başkasını oturtmamış olsun... Çünkü öyle olunca, sadece seni sevdim ve sadece seni seviyorum cümlelerini her söylediğinde yalan söylemiş olacaktı.
*YAZILMAMIŞ HİKAYEM'DEN
youtu.be/x_Ut87lWvvo
VERA'DAN ALINTIDIR...
Bir yerlerde umudun varlığını hissetmekteyim.
Ne vakit bu müziği dinlesem içimdeki kuşlar uçuşur gider,
Kanatlarım olur notalar
Tamda kırılan kanatlarımın yerinde durur.
Uçmak isterim sonra gökyüzü, bulutlar ve görülmemiş her şeyler…
Zira yeryüzünde görülecek hiçbir şey kalmadı,
ve
Biraz önce bir akrabamın cenaze defninden geldim.
Cenaze defnedilirken insanlar, hala hangi arsayı aldığını, hangi evi ne kadara satacağını, alıp sattığı arabadan ne kadar kar ettiğini konuşuyorlardı...
Oysa ki insan, 2 metrelik toprağa bırakılıp dönülecekti sonuçta...
Kimileri ağlarken kimileri gülüyordu. Bu dünyanın doğasında var çünkü, doğum varken ağlamak ölüm varken gülmek.
-Evet, senden soğudum, sadece mecburiyetten duruyorum yanında..
-Ama artık eskisi gibi değilim, bak istediğin gibi oldum ve olmaya da devam ediyorum.
- İstediğim gibi olmanı istemiyordum, sadece beni sevmeni ve ondan daha çokta anlamanı istiyordum. Adeta çığlıklar attım duy beni diye. Basit basit şeylerden dolayı öyle cümlelerle saldırdın ki bana, artık sana dair içimde bir şey kalmadı. Dünyanın en güzel en çekici kadını da olsan artık benim frekansımda değilsin. Sana dair hiç bir şeyim kalmadı...
*YAZILMAMIŞ HİKAYEM'DEN
youtu.be/2JJ2iBjKm4o
Senin adın aşk azê...
kaderine kabul olmuş yusuf gibi aşk !
dağ'ı taş'ı şümûsa
sona eren derviş gibi aşk !
yesrip gibi aşk !
Yaldızlı İstanbul sabahı gibi aşk!
Bir noktadan sonra artık sevgi yerini sadece saygıya bırakıyordu. Çünkü, saygı, "Sel gelir, Suyu gider, kumu kalır deyimindeki kum"du. Geriye bir tek o kalıyordu. Ama, sel çok şiddetli olursa o bile kalmıyordu.
İnsanda da, bazen ne sevgi ne de saygı kalmıyordu işte...
Çünkü Kalpler derin kırılıyordu.
*YAZILMAMIŞ HİKAYEM'DEN
Öyle bağımlılık yaptın ki bende boncuk göz...
Sevgili olamasak ta, en azından sırdaş olmak istiyordum seninle...
Yeter ki senin varlığını hissedeyim....
*YAZILMAMIŞ HİKALEM'DEN