Bütün dinlerin, değişik zamanlarda insan yaşamı üzerinde etkilerini yitirişleri, hep geçici olmuştur. Bütün canlılar gibi, din de doğar, gelişir, yaşlanır, olur ve yeniden doğar- daha önceki biçimlerinden daha kusursuz biçimlerde doğar.
Yaşamda nasıl davranılacağına ilişkin daha önemli soruların kesin bir çözüme kavuşturulması, olanaklı değildir. Çünkü insan ister istemez sayısız sonuçların farkına varmaktadır. Aklı başında insan, yaşamın daha önemli soruları karşısında, kendisi ne kişisel güdülerin ne de hareketlerinin anlık sonuçlarının yol gösteremeyeceğini bilmese de hisseder.
Bugünün okumuşlarının verdiği karara göre, din gerekli değil onun yerini bilim alacak ya da aldı bile. Oysa tıpkı geçmişte olduğu gibi, bugün de tek bir insan toplumu ya da aklı başında kişi bile dinsiz yaşamamış ve yaşayamaz da.
Bilimin dinin yerini alacağını söylerken, savları tamamen özeldir ve bilimin yanılmazlığına karşı, kilisenin yanılmazlığına edilen imana çok benzeyen; temelsiz bir inanç duyarlar.
İki insan arasındaki kötülük sadece birinden mi çıkar? Kötülük iki taraflıdır. Onun yaptığı kötülüğü görüyorsun ama kendininkine gözlerin kapalı. Sadece o kötü olsa, sen hep iyi olsaydın ortada kin olmazdı.