Dük, düşesin üzerinden önce merhametini çekti.Sonra yüreğinden ona duyduğu sadakati kaldırdı.Bir zaman sonra da düşesin varlığından sıkılmaya başladı ve sonunda sıkıcı gelen bu evlilikten kurtulmanın yollarını aramaya koyuldu.
Halk için düşes, şeytanın uşağı olan bir cadı, bebeklerine süt yerine irin içiren bir iblis ve en korkunç olanı ise doğurduğu evlatlarını yedi gün içerisinde şeytana kurban eden kızıl bir canavardı
Bu çeşit maceralarda pek pişmiş olan bu adam, ifadelerin benzerliği altındaki duygu farklarını seçemiyordu.Çünkü servet düşkünü ve satılkk kadınların ağzından da buna benzer cümlelerin fısıldandığını duymuştu.
Yeniliğin cazibesi tıpkı bir elbise gibi, azar azar sıyrılıp düşerek, ihtirasın hep aynı şekilleri ve aynı lisanı olan o ezeli yeknesaklığını çırılçıplak ortada bırakıyordu.
Onun sandığına göre aşk,şimşek parıltıları ve gök gürültüleri ile kendini birdenbire gösterir, göklerden düşüp hayatı altüst eden, iradelerimizi birer yaprak gibi söken, bütün kalbi uçuruma sürükleyen bir kasırgaya benzerdi.