Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
L İ L İ
L İ L İ
@Lililvr
Eskisi kadar sevmiyorum burayı.
2085 okur puanı
Ocak 2019 tarihinde katıldı
416 syf.
8/10 puan verdi
Oku, şâyed sana bir hisli yürek lazımsa: Oku, zira onu yazdım, iki söz yazdımsa.
Safahat Öyküleri, Mehmet Akif Ersoy’un yazmış olduğu “hayattan sayfalar, görüşler, hayatın aşamaları” anlamına gelen, Safahat’ta yer alan manzum hikayelerin, nazım şeklinden çıkarılarak öykü kurgusuyla yazılmasına dayanan bir eserdir. Bu eserde, Safahat’ın dilinin ağır olması sebebiyle, içerisinde yer alan manzumlar günümüz okurunun anlayabileceği bir sadeliğe kavuşturulmuştur.
Orijinal Safahat 7 bölümdür ve Safahat dışında kalan bazı şiirlerden oluşmaktadır. Fakat bu kitap sadece Safahat’ın “Birinci Kitap” diye geçen Safahat kısmını oluşturmaktadır. Orijinal Safahat’ta, Şairin Mukaddimesi ile beraber 45 manzum hikayeden oluşan Safahat bölümü, bu kitapta 30 manzumun hikayeleştirilmesiyle meydana getirilmiştir.
Nesre çevirilerek özünden uzaklaştırılmamaya çalışılan Safahat Öyküleri’nden sonra, orijinal hallerine ve sonda bulunan bir sözlüğe yer verilmiştir.
Edebiyatımızın en önemli manzum hikaye yazarlarından birisi olan
Mehmet Akif’i anlamak, hissetmek, ve onun da dediği gibi hisli bir yüreğe sahip olmak için okunması gereken bir eser fakat orijinal Safahat’ın, okurun kelime haznesine daha fazla sözcük kazandıracağına; Mehmet Akif’in kendine has üslubunun, müthiş kafiye avcılığının, orijinal haliyle daha çok okura tat vereceğine inanıyorum. Sözlüğe bakma gereği duymadan, okuduğumu anlayayım derseniz de Safahat Öyküleri’ni okumanızı tavsiye ederim.
Keyifli okumalar dilerim.
148 syf.
4/10 puan verdi
Sezai Karakoç, bu eserini 2. Yeni Şiir anlayışıyla yazmıştır. Mistizm ve metafiziğin bulunduğu, imge ve sembollere yer verilen, kapalı bir anlatım ile yazılmıştır. Duygu ve çağrışımların önemsendiği, gelenek ideolojisinin yer almadığı, basitlik ve aleladeliğe yer verilmeyen bir eserdir. Dadaizm ve sürrealizm etkisi bulunan bu eser, günlük konuşma dilinden uzak bir şekilde yazılmıştır.
Okuyun ya da okumayın diye tavsiyede bulunamam ama şunu söyleyebilirim: 2. Yeni Şiiri’nin nasıl bir yapıya sahip olduğunu anlamak, öğrenmek isterseniz bu kitabı okuyabilirsiniz, özellikle de “Balkon” şiirini.
Bunlar incelemenin ciddi olması gereken taraflarıydı gelelim işin öznel yanlarına... Kitabın içinde bulunan Liliyâr şiiri ile buradan bir kaç arkadaşın gönderimi ile tanışmıştım.
“Lili’nin çekip gideceği besbelli...” der Sezai, ardından “Ben konuşmasını bilmem Lili...” diyor. İşte “Ahh!” dedirten anlamda orada peyda oluyor sanırım. “Artık kendimizle bile o kadar yakın değiliz.” dediği cümle de yüzümüze vurulan gerçekten başka bir şey değildir diye düşünüyorum...
Keyifli okumalar dilerim.
304 syf.
·
Puan vermedi
Eş hele bir dağları örten karı;
Ot değil onlar, dedenin saçları!
Dinle: Şehit sesleridir, rüzgârı!
Mehmet Akif Ersoy
İsmail Bilgin bu kitabı, bir kırık umuda tutunarak, nice imkansızlıklar içinde, idealler uğruna can veren aziz şehitlerimize ithaf ediyor. Beyaz hüzüne boğan bir harekâtın nasıl gerçekleştiğini,
Okur Takip Önerileri
424 syf.
10/10 puan verdi
İncelemeye altını iki kere çizdiğim şu üç alıntıyla başlamak istiyorum.
“Yani akıllandım, artık insanlara bakıp şöyle demekteyim: Bu iyi adamdır, şu kötü. İster Bulgar olsun, ister Rum, isterse Türk! Hepsi bir benim için. Şimdi, iyi mi, kötü mü, yalnız ona bakıyorum. “
“Ayıp! İnsan ne zaman insan olacak be? Pantolonlar, kolalı yakalar,
680 syf.
10/10 puan verdi
Fernando Pessoa
“Öyleyse kim kurtaracak beni var olmaktan?” diye başlayan bir kitap nasıl kötü olabilir ki...
Var olmak... kaç kez canımı yakmıştır. Ahh Fernando nasıl bu kadar içimde olabiliyorsun, nasıl elimi kolumu bağlayıp, yalnız değilsin diyebiliyorsun?
Ben de anlamak için yok ettim kendimi senin kadar. Keşke anlamasaydım insanların bakışlarındaki rengi, yüzlerindeki uçurumu, ellerindeki izleri... Anladıkça hüznün kaşifi oldum. Anladıkça sahibi olduğum bir acıyı doğurdum ve ondan ölene kadar sorumluyum.
İçimde rastlayamadığım kadar bu kitapta rastladım kendime. Kaç defa kafa kafaya çarpıştım, kaç defa tanıdık duygulara sarıldım.
Gel gelelim gerçeklere. Kitap 675 sayfadan oluşuyor. Belli bir olay örgüsü yok. Parçalardan oluşmuş olan bu kitap, Felsefe- Düşünce tarzında ele alınmış aforizma tadında bir eserdir. “Hiçlik” temasıyla huzursuz eden bu kitabı yaşınız, acınız her ne olursa olsun, kendinize ait bir cümle bulup altını çizeceğinize eminim dersem büyük konuşmuş olabilirim ama belki de eksik konuşmuşumdur.
Ben okurken büyülendim dersem yüksek beklentiyle hüsrana uğramanızı istemem. Sonuçta beni büyüleyen şey belki de sarsıntılarımı bir başkasının da yaşamış olmasıdır. Ya da Pessoa’nın her şeyden haberi var. Sonuçta kendi katranlı penceremden bakıp yazdım bunları sizin için gökyüzü hala mavi olabilir. Ben rengini bilmiyorum hissetmenin, okuyun ve siz karar verin...
Keyifli okumalar dilerim.
584 syf.
9/10 puan verdi
Kitabı okumadım, birebir yaşadım. Kür Şad’ın yanında at koşturdum, Sancar’la beraber kımız içip kopuzun ezgisine daldım. Gök Börü ve İşbara Alp’le av avlayıp kuş kuşladım. En önemlisi de Ay Hanımla, Almıla’yla Türk kadının ne demek olduğunu anladım. Kanlı savaşlara girdim ama sahip olduğum kanın kudretinden hiç bir zaman şüphe etmedim.
Bu kitapla 2 yıl önce tanışmıştım. Türk Kültürü dersinin finalde sorumlu olduğumuz kitabıydı. Şamanından kopuzuna kımızından kılıcına her yönü ile Türklerin öz kimliğinin yansıtıldığı bir roman. Hacimli bir kitap fakat kendinizi Atsız’a bırakırsanız yönetmeni olduğunuz bir filmi izlersiniz... Ben kendi hayal dünyamdaki Bozkurt’lara bir çok dalda ödül verdim. Sıra sizde...
Keyifli okumalar dilerim :)
230 syf.
10/10 puan verdi
Aşağıya bıraktığım ve eserde yer almayan bu iki şiirin varlığından haberdar olduğumdan beri hep merak etmişimdir Atatürkün özel hayatını. Bir şeyler eksik kalmış , bir şeyler yanlış yola gitmiş ama olan olmuş diyor bana bu şiirler.
Atatürk’ün sevgisinden ötürü intihar eden bir kadının varlığı , onun için yazdığı şiirin acısı ve Atatürk’ün de
