Nazım Hikmet Ran "Sonra aramıza şehirler girecek, hiç karşılaşmayacağız.
Tesadüfler bile bir araya getirmeyecek sonra da belki birimiz öleceğiz, diğerimiz hiç bilmeyecek..."
Sezai Karakoç'un,
“Senin kalbinden sürgün oldum ilkin…”
Diye başlayan bir dizesi vardır, bilir misiniz? Bu dizeyi kelime kelimesine; harfi harfine her okuyuşumda ruhun elest bezminden o ulvi firağına isnad ederek duyumsuyorum.
Ne oluyorsa, bundan sonra olmuyor mu zaten? O ayrılıktan doğan hüznün kalbimizin üzerine bir tül gibi serilmesi de, bu fani alemin her zerresinden bir gurbet yeli derilmesi de… Hal bu iken de,
“Uzatma dünya sürgünümü benim…”
Dememek ne mümkün…
Belki durup dönüp bundan sebep, Allah'ın o engin merhametine, şefkatli rahmetine şiddetli iştiyak duyan kalbimle eşiğinde duruyorum.