Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sude

“Gülüyorlar işte; beni anlamıyorlar, ben bu kulakların dinleyeceği ağız değilim.”
Reklam
Günahınız değil - kanaatkarlığınız haykırıyor göklere, günah işlerken bile cimri oluşunuz haykırıyor göklere.
Söz konusu başkalarının derdi olunca nasıl da hep daha zeki ve daha nesnel oluruz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Vurulmuştum işte, o bakışın buyurgan yıldırımı iliklerime kadar işlemişti…”
Sonra birden kısık bir sesle sordu: ''Çok mu yorgunsunuz?'' ''Hayır, kesinlikle değilim.''
Reklam
...Yerdeki şiltenin üstünde başıboş duran şaldı konuşan. Terk edilmek ne diye sorsalar ondan daha fazla terk edilmiş görüneni çıkmazdı.
Çoğunlukla kendi kendisinin suç ortağı, durumun hem efendisi hem kurbanı.
...Demek hiç bir mezar o genç kızı yutacak kadar derin olmayacak. . . ...Oda bu denli kaderine boyun eğmemeiş olsa hıçkıra hıçkıra ağlardı.
''İki mezarlık arasına sıkışmış başka bir yaşamın romanı.''
Bu kadın kendisi, bütün deliklerden serbest kalan kendi kanı. Kalp atışları onu rahatsız etmeyi sürdürüyor. On altı yaşındayken hissetmediği genç kız heyecanlarına bu yaşta katlanması gerekiyor.
Reklam
...İşte o ölürdü, bizlerin bilmediği bir şekilde. Alışkanlık, aşktan çok daha güçlüdür.
Yemeğ,,n sonunda masa örtüsünü pisletirdi, bunu yapmadan duramazdı. Hiç pişmanlık duymazdıda. Hiç bir şey kazanmaz, hiç bir şey kaybetmezdi.
Geride bırkaktığı altmış yıla, sargı beziyle yaralara nasıl dokunuyorsak öyle dokunuyor. ..... Yenilgilerinin o kocaman eli boğazına yapışıyor.
Kendi zihinimin altını üstüne getirdiğim zaman orada yol arkadaşı ve denk olmak ve dünyayı daha yüce amaçlara sevk etmek yönünde asil duygular bulamıyorum. Kendimi, kısa ve alelade bir şekilde, insanın kendi gibi olmasının çok daha önemli olduğunu söylerken buluyorum. Eğer asil bir biçimde ifade etmenin yolunu bilseydim, başka insanları etkilemeyi hayal etmeyin, derdim.
Sayfa 156Kitabı okudu
“İsterseniz kütüphanelerinizi kilitleyin ama zihnimin özgürlüğünü kilitleyebileceğiniz hiçbir kapı, kilit, sürgü yoktur. “
Sayfa 108Kitabı okudu
“Kim beni suçlar? Şüphesiz birçokları bana memnuniyetsiz diyeceklerdir. Elimde değildi, huzursuzluk doğamda vardı”
Reklam
“Elim alışılmadık şeyleri keşfetmekten hoşlanır”
… yalnızca incinmiş gururun yakarışı değildi; kendine inanma gücünün ihlal edilmesine karşı bir protestoydu.
Dudaklarımdan yalanlar dökülecek ama belki onların arasına gerçekler de karışmıştır; bu gerçekleri arayıp bulmak ve herhangi bir bölümünün saklamaya değip değmediğine karar vermek size kalmış.
''İlkbaharda yeşil söğüt ağaçlarının görüntüsü gerçekten çok hoştur ancak bahçenize söğüt ağacı dikmemelisiniz. Sığ düşünceli insanlarla da arkadaşlık kurmamalısınız. Çünkü söğüt ağaçları hemen yeşermelerine rağmen sonbahar rüzgârlarına dayanamaz ve yapraklarını hemen dökerler. Sığ düşünceli bir insan da kolayca arkadaşınız olur ancak sizinle olan arkadaşlığını çabucak unutur. Söğüt ağacı her ilkbaharda tekrar yeşerir fakat sığ düşünceli bir kişi sizi bir daha asla ziyaret etmez.''
“Neden bulup çıkarmalıydım? Çünkü Margrete’nin bir hikayesi olmasını istiyordum. Olmuş olanla, gelecek olan ve şimdi olan arasındaki bir bağlantı olmasını istiyordum.”
“Hakkını vererek sevişmek, isyan demekti.”
Reklam
Geçmiş silinmekle kalmıyor, silindiğini de unutuluyor, sonuda gerçek yalan olup çıkıyordu.
Hepsinin yüzü birbirine benzeyen üç yüz milyon insan.
“Bilinçleninceye kadar asla başkaldıramayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler.”
“Kıvılcımı söndürmeyen, ateşi zapt edemez. “
“Suda doğdu ama ateşten kalbi.”
Sayfa 19
Reklam
Eğer başını bir aslanın ağzına koyuyorsan, gün gelip seni ısırdığında şikayet edemezsin.
“…Annemse ‘Erkeklerin ne yapacağını asla bilemezsin. Onunla git yoksa onu kaybedersin…’ dedi.” “Peki onunla gittiniz mi?” “Gittim. Ama onu yine de kaybettim. “