LoşKadın
LoşKadın
@LosKadin
Kimsesiz hiç kimse.
70 reader point
Joined on January 2023
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Kendini bulmanın hikayesi.
Tara Westover ile beni tanıştıran bir arkadaşımın ; “Talebe’yi okumadın mı? Çok şey kaçırıyorsun” demesiyle oldu.
Tara Westover gerçek hayat hikayesini anlatıyor. Kitapta Mormon bir ailede dünyaya gelen yazarım başından neler geçtiği, kendini bulmak için nelerden vazgeçtiğini okuyoruz.
En can alıcı kısım bana göre ailesinden veto yediği kısımdı. Kendini yeniden inşa eden adam heykeli geldi okurken aklıma. Sürekli öğretilerini, kuralları, düşüncelerini kısacası kendini yontarak kimlik arayışını takdir ederek okudum.
Kitap çok akıcıydı ve asla olay örgüsü sıkmadı.
İnsan gördüğü kadar mıdır?
Bir roman yazmak sadece öylesine bir hikaye yazmak değildir. En önemli unsur olayın kurgusunu oturtmaktır. Nermin Yıldırım bu kurguyu muhteşem şekilde örmüş. Elinizden asla düşürmeyeceğiniz yalın ama bir o kadar da karmaşık duygular barındıran ve finalinde adı gibi unutamayacağınız bir kitap.
Kitapta antipatik diyebileceğimiz ve olayın ana karakteri olan Süreyya’nın annesiyle ilk kez 43 yaşında bir telefon görüşmesi ile başlayan hikayesine tanıklık ediyoruz. O telefonla tam 43 senenin muhakemesini yapana Süreyya hayatının aslında tam olarak hangi evresinde olduğunu kavramaya çalışıyor.
Kitapta benim yıllarca düşündüğüm ve asla cevabını bulamadığım bir soruya yer veriliyor aslında. Soru ise şudur; İnsan gördüğü kadar mıdır?
Süreyya annesi tarafından terk edilmiş ve sonrasında kendisi de kızı Ada’yı terk etmiş…
Ve bunu yaparken de başlarda hiç vicdan azabı çekmemiş hatta ben bunu sırtlanmak zorunda değilim diye düşünmüş. Kimsenin kendisini düşünmesini, acımasını istememiş ve hatta şu cümlelerle acınmanın ne demek olduğunu bir kez daha tanımlamıştır; “ Acımak, başkalarının çektiği azaba bakıp, onların yasını tutarmış gibi yaparak kendi mutluluğuna şükretmektir çünkü.”
İyi ve kötünün bitmek bilmeyen savaşı
Nobel ödüllü John Steinbeck’in okumakta çok geç kaldığım muhteşem eseri.
Öncelikle kitabın olay örgüsünün kusursuz olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. Karakterler o kadar sıkmadan ama benimsetecek şekilde betimleniyor ki hikaye sizi alıp götürüyor.
Sürekli ikilemde kaldığım ve sorguladığım bir kitap oldu.
“İyi ve kötü” çatışmasını Habil ve Kabil’den yola çıkarak anlatıyor. İnsan salt kötü olabilir mi sorusunu ise Kathie üzerinden bol bol veriyor.
Kitapta o kadar çok temaya değiniyor ki , okurken kendinizi sürekli sorgularken buluyorsunuz. Din, mitoloji, bilgelik, kardeş olmak, kıskanmak, kötülük yapmak , vicdan azabı duymak ve bence en zor olanı annesiz olmak.
Okumayanın çok şey kaybettiğini düşündüğüm , okuyanın hayatına çok dokunduğunu düşündüğüm bir kitap.
Reader Follow Recommendations
Yüzmeyi başarmak.
Yüzmek, Yaşamak ve Olma Arzusu, Nihan Kaya’nın okuduğum ilk kitabı. Yazarım dili genel olarak akıcı ve yer yer çok güzel alıntılar yaparak , kendince yorumlamalara yer vermiş.
Kitapta yüzleşme ve başa çıkmak için yapılması gerekenlerin anlatıldığı kısım çok güzeldi.
7 puan veriyorum çünkü yer yer meseleleri olması gerekenden çok daha fazla uzatmış.
Yine de farklı bir kişisel gelişim kitabı olmuş.
Her şeyi bilip, hiçbir şey yapmamak.
Cem Kalender’in ustalıkla uyarladığı bu romanı okurken adeta kanım dondu. Bu kadarı da olmaz artık diye düşündüm, bundan daha beteri olamaz. Ama sayfalar geçtikçe her şey hep daha kötüye gitti.
Aslında kitaba toplumu eleştiren bakış açısıyla bakarak okumak lazım. Çünkü herkes her şeyi gördü ama kimse bir şey yapmadı. Dur demek isteyen İsmail Hocayı örselemekten başka…
Palu ailesinden esinlenilmiş, yer yer midenizi bulandıracak bir roman.
