İyiliğinize karşı koymayın, gerçeğe ulaşana dek, yüreğinizdeki ümidi besleyin ve gönüllü olarak daha iyi hedeflerin peşinde koşun, düşüncenizle ve duanızla kendinize yardımcı olun. Öyle ki insanlığın ortak refahına çalışan, karşısında Talih'in çaresiz kaldığı bir insan, yenilmez bir şey olsun.
Bilge darbe alır ama aldığı o darbeleri bastırır, düzeltir ve durdurur, buna karşılık küçük olanları hissetmez, onları karşı o her zamanki, katı dayanma erdeminden yararlanmaz, aksine, onları ciddiye almaz ya da sadece gülünesi şeyler olarak görür.
Ayrıca, zarar verenin zarar verilenden daha sağlam olması gerekir, oysa kötülük erdemden daha güçlü değildir, dolayısıyla bilgeye zarar vermek mümkün değildir.
Nesnelerin doğasında hakaretle karşılaşmayacak hiçbir kutsallık yoktur, aksine, dokunamayacakları kadar uzakta bulunmalarına rağmen kendilerini ziyadesiyle aşan o büyüklüğe saldırmaya çalışan insanlar var olsa bile, tanrısal unsurlar yüceliklerinden hiçbir şey kaybetmez.
Benlik öldürülecek, hayal gücü kaldırılacak, fert azarlanıp küçültülecek, özgürlük ve girişim yıkılacak. İnsanlık ancak bu acı fiyatı ödeyerek var olmakta devam edebilecek.
İnsan daha doğar doğmaz ölmeye başlar. Fizikçilere ve doktorlara göre her gün bizden bir parça yok olmaktadır. Demek hayat, düşünüldüğü gibi ölüme bir karşı koyma değil, onun bir gündelik kabulü, yani bir çeşit ölüm biçimidir.
Kin kördür derler, ama aşk için de aynı şeyleri söylerler. Bir fark var. Kin bir varlığın iyi taraflarını görmez, aşk fena yönlerini görmekten yoksundur.