Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

M.A.C

M.A.C
@Makifce
Kitapların şarjının bitmemesi kadar güzeldir bisikletlerin benzin zammından etkilenmemesi. Bir kitap ve bir bisiklet. Özgürlük bu kadar ucuzdur...
10 okur puanı
Haziran 2020 tarihinde katıldı
Tüm kitabın özeti bu bana göre...
Sağlığa odaklı homeopati yenildi... Hastalığa odaklı endüstriyel tıp yani kapitalist tıp anlayışı kazandı. Artık... İlacı, kişinin semptomlarına göre bireyselleştirmek yerine, ilaçları hastalık kategorilerine göre reçete eden toptancı anlayışı dayattılar.
Reklam
Yandaki evde bulunan bir kitap , dolu bir tabancadır. Yak onu! Silahın mermisini al. Adamın zihnine zorla gir. Okumuş adamın hedefinin kim olacağını kim bilebilir?
İnsanlık, bir hayal kırıklığı...
Tarihin verdiği ilk ders : İyiliğin takdir edilmediği yerde iyi olmanın bedeli, yok olmaktır. Erdeme ilk suikast, erdemin ortak değer olarak tanınmadığı çevrede gerçekleşti. " Öldürmek üzere harekete geçsen de sana elimi kaldırmam." diyen erdem abidesi insan (Habil), ilahi olanın insan türüne ilk tanıtılışı idi ve reddedildi. Erdem, herkes tarafından takdir edilmediğinde her zaman suikaste kurban gitmeye mahkum görünmektedir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Helak olan toplumlar ve günümüz toplumu
' Yaşadığımız şehirlere bir bakılsın, ne demek istediğim anlaşılacaktır. İstisnasız bütün dünya kentleri, geçmiş peygamberlerin halklarının tek tek helak olma sebeplerinin tamamına ev sahipliği yapmıyor mu? Günahın, haksızlığın, istismarın, eksik tartmanın, homoseksüelliğin merkezleri değil mi şehirlerimiz? Her bir şehrin halkının büyük bir kısmı Semud halkına, bir kısmı Lut halkına dönüşmedi mi? Ölçüyü ve tartıyı eksilten, insanlara liyakati dikkate alarak muamele etmeyen, hakta ve hukukta her türlü eksiltme yapan Medyen halkından yahut Lut milletinden ne farkı var modem şehir halklarının? Bu helak sebeplerini toplarsanız, hepsi yaşadığımız şehirlerde teker teker bulunuyor maalesef. Şehirlerine ağlayan peygamberlerimiz yok sadece. İşaya'ya kulak verelim: “Sadık şehir nasıl fahişe oldu! O şehir ki hakla dolu idi! Onda adalet yer tutmuştu, şimdi ise adam öldürenler. Reisleri asi, hırsız ortakları; her biri rüşvet seviyor ve hediyeler peşinde gidiyor; öksüzün hakkını vermiyorlar ve dul kadının davası onların meselesi olmuyor.” '
“Bir toplumun kendini geliştirerek geleceğe taşıması dinle doğrudan alakalıdır. Dinlerin bir toplumu alıp ileriye taşımasını mümkün kılan en temel ilke, dini değerlerin geleneğin bir parçası haline indirgenmesinden şiddetle kaçınmaktır. Yaygın ve yanlış kanaatin aksine din, geleneği ve yerel örfü, yerelliklerinden kurtaran ve onları evrensel insani standartlara yükselten harekete geçirici güç olarak düşünülmelidir. Akılda tutulması gereken, dinlerin geleneği muhafaza etmedikleri, aksine onu revize ettikleri ve yeni değerler koymak suretiyle modernleştirici ve dönüştürücü bir özellik sergiledikleridir. Zira indikleri toplumun değerlerini muhafaza edecek idiyseler, yeni bir din göndermenin ne anlamı olurdu? Aynı soru, dinin işlevini tespit bağlamında, içinde yaşadığımız çağdaş toplum için de geçerlidir.”
Reklam
"kuran’a göre inananlar, inandıkları gerçekler uğruna toplumun gelenekleriyle zıt düşmekten, toplumdan dışlanmaktan çekinmemelidirler. kuran’da, peygamberler’in bu konuda nasıl örnek teşkil ettiklerini ve canları pahasına toplumlarının yanlış kabullerine nasıl karşı koyduklarını görebiliriz. bizim gözlemlerimize göre, mezhepçi islam’ı yaşayan