Tek mesele, sık sık acıkmam. Yani ben, heyheylerim tuttuğunda acıkıyorum ve sakinleşip durulduğumda; sıkıcı bir film izlediğimde acıkıyorum ve güzel bir filmden çıktığımda; güneşli bir günde kemiklerimi ısıtmanın tadını çıkarırken acıkıyorum ve sıcağa zerre kadar tahammül edemediğimde; olur olmadık şeylerden kaygılandıkça acıkıyorum ve kaygılarımın boşuna olduğuna ikna edildiğimde; uyandığımda
acıkıyorum ve gözümü uyku tutmadığında; paradan yana sıkıntım olmadığında dilediğimi yiyebilecek olmanın keyfiyle acıkıyorum ve ay sonunu nasıl getireceğimin derdine düştüğümde; banyo yapıp kirlerimden arındığımda acıkıyorum ve nasıl olsa gene ter kokacağımı kabullendiğimde; evden ayrılmak istemediğim halde dışarı çıkmam gerektiğinde acıkıyorum ve dışarıdan eve döndüğümde; lokantaların önünden geçerken acıkıyorum ve lokantaların önünden geçmemek için yolumu değiştirdiğimde; gün boyu başkalarıyla birlikteyken acıkıyorum ve günün sonunda nihayet yalnız kalmayı başarabildiğimde; fazla yememeye gayret ettiğimde acıkıyorum ve nasıl olsa ipin ucunu kaçırıp gene fazla yediğimi gördüğümde... yani ben, acıktıkça yiyorum ve acıkınca sadece.
Ve sonra... kusuyorum
Hatta rejim yaptığım günlerden birinde o kadar çok yemiş, o kadar çok yemiştim ki, davul gibi şişen karnımın ızdırabı dinsin diye midemi yıkatmaya mecbur kalmıştım.