Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yeşim Berberoğlu

Anne dayağı yedim, baba dayağı yedim, hoca dayağı yedim, arkadaş dayağı yedim ama ben böyle bir dayak yemedim. Biri dinlendi, diğeri dövdü. Telefondan şarkı açıp fon müziği eşliğinde dövdüler. Haktan & Linet düetinde dayak atmayı bırakıp birer sigara yaktılar. Serdar Ortaç çalmaya başlayınca vurun diye yalvardım. Daha çok vurun. Kulaklarıma kulak larıma vurun. Beni asıl bitirense Ceza oldu. Adamın şarkı söylemesinden daha seri yumruk atmaya çalıştılar. "Ne biçim playlist lan buuuu."
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
Varsın kürek kürek atsınlar üstüme toprağı. Sonuçta bu mezarı Leyla kazmıştı.
"Okul insana hayatı öğretmez. Bi' başkasına gidip hadi bana hayatı öğret de diyemezsin. Oğrenmek için merak etmek gerekir.Benim arkeoloji sevdam da tamamen meraktan yani. Binlerce yıldır yeryüzünden türlü türlü insan gelip geçmiş. Onların yaşam lan, kültürleri, aşkları. Çok tuhaf diyil mi? Uygarlığın beşiğini düşün mesela?" "Sivas'ı mı?" "Mezopotamya." "He biliyorum orayı ya, şey değil mio, Niğde'nin başkenti? "Yuh, başkenti mi?" "Kazası?" "Anlaşıldı sen bu konularda pek iyi değilsin. Yarın saha çalışmamız olacak, arkeolojik kazıya gidiyoruz. Sen de gelmek ister misin?"
Sayfa 80 - KüsuratKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Ne demek içeri alamam.? Bi'arkadaşa bakıp çıkıcam." "Öğrenci değilsen giremezsin kardeşim." "E öğrenciyim." "Öğrenci kartın var mı yanında?" "Al işte, buyur burda." "Anadolu Üniversitesi diyo bu." "Evet. Açıköğretim. Açık bi' ilişkimiz var bizim. Başka üniversitelere girip çıkabiliyorum gurur yapmıyo." "Hadi git işine kardeşim yürü ya." "Tamam anlıyorum sen de işini yapmaya çalışıyosun ama içeri girmem lazım benim diyorum. Al sen şunu, at cebine. Ne sen beni gördün ne de ben seni. Al al, çekinme." "Fiş mi bu?" "Vergi iadesinde kullanırsın." "Hadi kardeşim hadi, meşgul etme çekil kapının önünden." "Eğitime aç bu bünye, aç. Alın eğitin beni diyorum, kapıdan kovuyosunuz. Yazıklar olsun be. Hani her şeyin başı eğitimdi? Daha adımımı atmam okulunuza hadi bakalım. Böyle böyle beyin göçü oluyo işte. Taban puanınız kaç sizin ya? Artistlik yapıyonuz ordan? Sizin rektörü tanıyorum ben... Girem mi azak içeri?" hadool
"Darwin?" "Hı?" "Tavuklar dinozorlardan evrimleşerek mi gelmiş? Aynı kemik yapısına sahip diyolar "Nerde okudun?" "Sosyal medyada." "Nerede?" "Çarşıda konuşuluyo işte ya." "Saçma sapan şeylerle bölme beni. Çalışıyoruz burada görmüyo musun? Nerde kalmıştık? Heh!...mantıksal hicbir olanaksızlık yo..." "Ejderha nasıl evrim geçirmiş peki? Nasıl uçabiliyo ki koca hayvan?" "Sen ejderhayı nerde gördün de evrimini sorgular oldun be adam? Çalışıyorum dedim, az sessiz ol." "E timsah? Hiç evrim geçirmemiş gibi aynı hayvan." "Bak hâlâ ya." "Insanın evrimi peki? Ben neden geldim mesela?" "Maymundan geldin sen. Heh, oldu mu? Sığırmışın sonra maymun olmuşsun ilerde de at olcan sen. Mutlu musun? Bi' kitabı tamamlatmadın şurda ya." "Ismi ne olacak kitabın?" "Cinsini Sıktığım Cinsine Çeker." "Aman Darwin n'aptın? Oyle kitap ismi mi olur?" "Olmaz mi diyorsun? Himm! Türlerin Kökeni nasıl?" "Güzel, daha akılda kalıcı." "Tamam Türlerin Kökeni olsun madem."
Sayfa 45 - KüsuratKitabı okudu
Reklam
"Niye ıslaksın sen?" "Yoooğ!" "Yoğğ ne lan?" "Beni mi takip ediyorsun diye sorcan zannettim de abi. Cevabı hazırlamıştım önceden." "Cevabını bildiğim sorular sormam ben. Şimdi söyle bakalım, neden takip ediyodun beni?" "Mecnun ben abi. Mecnun Çınar. Taksici Iskender'in oğlu diye kime sorsan söyler abi." "Bunu da hazırlamıştın di mi? Kimsin lan sen deyyus dive sorcam sandın tabii." "Deyyusu beklemiyodum doğrusu. O ne öyle ya, dede küfür gibi." "Uzatma da cevap ver. Niye takip ediyodun beni?" "Valla böyle durumlarda ne yapılır bilemediğim için heyecanla attım kendimi denize." "Bak gitti başa döndü. İstediğin sorudan başlayabilirsin dediler de orada takılı mı kaldın sen aslanım? "Heyecan yaptım da kusura bakma abi. İlk defa bi' hırsızla karşılaşıyorum." "Hırsız mı? Yuh! Ayıp ama ya. Aşk olsun. Ben öyle bi'insan mıyım?"
Sayfa 24 - KüsuratKitabı okudu
Baskalarını küçük gören küçük insanlar, dilerim ki bir toz taneciğine dönüşünceye dek küçülür ve nihayet gözden kaybolurlar.
Sayfa 150Kitabı okudu
"Biri yere düştüğünde tutup kolundan kaldırmak bu kadar mı zor? Işıl ışıl iyilik dururken, kötülüğün tarafını seçmek neden? Kalbinizde yeşil bir ağacınız, şarkı söyleyen kuşlarınız yok sizin! Sokakta gördüğünüz bir ağacın yanından yalnızca geçip gitmeyi bilirsiniz! Hayvanlara ezi yet edersiniz, çocuklarınıza sevgiyle yaklaşmazsınız. Fakat hissedin! Hissedin! Kalbiniz var! Düşünün! Bir düşünün!Aklınız var! Insan başka nasıl değişir yoksa? Sabahları güneş hepimiz için doğmuyor mu, niçin karanlıkta kalıyor sizin kalpleriniz? Hepimiz aynı gökyüzünün altında yaşamıyor muyuz, niçin bulutlanıyor aklınız?"
Sayfa 148 - Genç TimaşKitabı okudu
Sırtın dönüktü! Beni nasıl tanıyabildin?" diye sordum gülerek. "İkidir yanıma soluk soluğa geliyorsun," dedi sevinçle. "Ya koşmanın kendisini seviyorsun ya da yanıma koşarak gelmeyi... Soluğundan tanıyorum artık seni." "Bir sevince ancak koşarak gidilebilir," dedim geçip yanına otururken. "O hâlde bana koşarak gelen sevinçlerden başka bir dileğim olmaz bundan sonra benim de..." dedi.
Sayfa 125Kitabı okudu
Sevince koştuğunuz yollar sizi yormuyormuş, bunu koşarken anladım.
Sayfa 113 - Genç TimaşKitabı okudu
Reklam
"Bir sevince ancak koşarak gidilebilir!"
Sayfa 112 - Genç TimaşKitabı okudu
Canım arkadaşım Yue, seni anlamaya çalışmak dahi öyle güzel ki... Gözlerin gökyüzünde asılı duran birer yıldız... Sen böyle ay parçası gibi ışık saçarken söyle, seni nasıl bırakırım karanlıkta? Gölgemsin, yıldızımsın, Ay'ımsın, bana güzel hisler yaşatan hatıralarımda hep sen varsın. "Arkadaş, arkadaşın gölgesidir." Bu tarif pek güzel... Fakat bunun da ötesinde değil mi dir arkadaşlık? Arkadaş, arkadaşın her şeyidir. Yıldızıdır, gölgesidir, nefesidir. Üzerine sayfalarca yazsak da hep bir şeyler eksik kalır. Birbirimizi değil karanlıkta, hiçbir yerde bırakmayalım; sen olmadan en parlak aydınlıklar bile karanlıktır bana.
Sayfa 95 - Genç TimaşKitabı okudu
"Baksana arkadaş!" Basamaktayken dönüp baktım. Gülümsüyordu. "Arkadaş, arkadaşın gölgesidir. Ne olursun birbirimizi karanlıkta bırakmayalım!"
Sayfa 94 - Genç TimaşKitabı okudu
Büyükler zamanın çok değerli olduğunu söylerler fakat sevdiklerine hiç zaman ayırmazlar. Yine de onlara kızamazsınız, çünkü çocukların sözlerine itibar etmezler. Sadece zaman konusunda da değil, neredeyse hiçbir konuda sizi ciddiye almazlar. Ancak ve ancak onların komik şakalarına mal zeme olabilirsiniz. Yine de onları yadırgamamak gerekir Çünkü büyüklerin bütün öfkesi, büyüdükleri içindir. Öfkeleri, mutsuzlukları, hayal kırıklıkları, umutsuzlukları onlar büyüdükçe çoğalırken mutlulukları, neşeleri, umutları aynı oranda azalır. Dünyanın en mutlu insanları işte bu yüzden çocuklardık. Biz çocuklar, büyüklerle anlaşabilme konusunda bu yüzden zorlanırız ve elimizden geldiğince onlarla iletişim kurabilmenin yeni yollarını ararız.
Sayfa 26 - Genç TimaşKitabı okudu
Şeker Portakalı
"Daha çok anlat” dedim. “Hoşuna gidiyor mu?” “Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.” “Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?” “Gider gibi yaparız.”
Sayfa 172 - Can YayınlarıKitabı okudu
Uzun uzun burnumu çektim. "Önemi yok, onu öldüreceğim!" "Ne diyorsun sen küçük; babanı mı öldüreceksin?" "Evet yapacağım bunu. Başladım bile. Öldürmek, Buck Jones'un tabancasını alıp güm diye patlatmak değil! Hayır. Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek... Ve bi gün büsbütün ölecek." "Bu küçücük kafada ne büyük bir hayal gücü!"
Sayfa 159 - Can yayınlarıKitabı okudu
Reklam
'Nen var Zeze?” ”Hiç. Şarkı söylüyordum.” ”Şarkı mı söylüyordun?” ”Evet.” ”Öyleyse ben sağır olmalıyım.” İnsanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor muydu yoksa? Bir şey demedim. Bilmiyorsa bunu ona öğretmeyecektim.
Can YayınlarıKitabı okudu
Kiraz Ağacı İle Aramızdaki Mesafe
Âşık olduğun zaman gözlerin daha iyi görmüyor belki ama bir yerlere çarpmaktan daha az korkuyorsun.
Sayfa 127 - Timaş GençKitabı okudu
Mieko ve Beşinci Hazine
"Sevgili Mieko, beni iyi dinle. Bir kilometreyi yeni koşmuş olsan iyi dans edemezsin, öyle değil mi? Aynı şey hat sanatı içinde geçerli. En iyi performansını sergilemek istiyorsan, tazelenmiş olman gerek."
Sayfa 85 - Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
Hobbit
"İyi günler!" dedi Bilbo. "Ne demek istiyorsun?" dedi Gandalf. "Bana iyi bir gün mü diliyorsun, yoksa istesem de istemesemde iyi bir olacağını mı demek istiyorsun; yoksa bugünün iyi bir gün olduğunu mu, yoksa aslında iyi bir olunabilecek bir gün olduğunu mu?" #hobbit .
İthaki YayınlarıKitabı okudu
"Mutlu Noeller!" "Baksana - Harry de bir kazak almış!" Fred de, George da birer mavi kazak giymişlerdi; birinin üstünde kocaman sarı bir F ötekinin üstünde de kocaman sarı bir G vardı. Harry'nin kazağını kaldırıp göstererek, "Ama onunki bizimkinden güzel," dedi Fred. "Aileden biri değilsen daha özen gösteriyor." George, "Sen niye kazağını giymiyorsun, Ron?" diye sordu."Hadi giy şunu, hem güzel, hem sıcacık tutuyor." Ron kazağı gönülsüzce kafasından geçirirken, "Nefret ediyorum vişne çürüğünden," dedi. "Seninkinin üstünde harf yok,"dedi George. "Adını hiç unutmadığını düşünüyor herhalde. Ama biz de aptal değiliz ya birimizin adı Gred,birimizin adı Forge."
Sayfa 180 - YkyKitabı okudu
Reklam
Hünkarım
İnsan-ı kâmil gibi gönül gözüyle gayb âlemini müşahede edeceksin. Büyük bir sadakatle bağlanacak ve asla doğru yoldan şaşmayacaksın. Binbir düşman olsa da karşında kalkan olacaksın, teslim olmayacaksın. Sadakatinle gönül gözü olacaksın yoldaşına. Kalbin temiz bir ırmak gibi olacak, içinde her türden parlak nesne barınacak. Suyun yüzeyine yansıyacak sadakatin. Vücutsuz sıfat olmaya bak. Dünyadaki en mutlu insan inançlı insandır. İnançlı bir adama sırdaş olacaksın. Hadi gaza mübarek olsun.
Sayfa 46 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Erdal Tosun
"Abi burası Amerika değil, bize pilot çekelim diye para vermezler." "Kendi paramızla çekeriz." "Erdal Abi öncelikle cebindeki para hakkında ' kendi paramız' diyerek buna beni de dahil etmen göğsümü kabarttı. Çünkü bende para mara yok. Aylarca kredi borcu ödedim. Üç kuruş biriktirdim Çalgı Çengi'yi çektim. İstifa ettim sayılır, birkaç aya tekrar vericem dilekçeyi,para bende bu ara baya bir sıkıntı. THY'nin Sarıyer servisine binerek geldim yanına. Sordum sabah 6.20'deymiş dönüş servisi,o saate kadar sizdeyim,yola para harcamak benim için israf, âdeta şımarıklık. Bu arada eğer senin paran benim de paramsa, benim payıma düşeni ver bana dağılalım, ben kendi paramı böyle şeylere çarçur edemem. Kolay mı kazandım o parayı? Düşün daha kazanamadım bile yedirmem onu senin heveslerine abi! Selçuk pilot çekecekmiş,siktirsin göt! Bir türlü vazgeçmedi! Anlasın artık ya, kiminin kumara düşkünlüğü vardır, kiminin karşı cinse zaafı vardır, kiminin uyuşturucuya, Selçuk'un da bu huyu var illa bir şey çekecek,yeter da," dedim gülmedi.
Sayfa 183 - Küsurat YayınlarıKitabı okudu
Evrak Kürek
Burak, "Belime kadar kar var," diyerek Sadi ile birlikte girdi eve. Elindeki poğaçaları masaya bıraktı. Gerçekten beline kadar ıslanmıştı, Sadi diz kapağına kadar ıslanmıştı.
Sayfa 71 - Küsurat YayınlarıKitabı okudu
Evrak Kürek
Hayatımda gördüğüm en garip ve masraflı hobi babamın inşaat aşkıydı. 2+1 olarak aldığımız ev 1+1, 3+1 , 4+2 ,2x2 olmak üzere her türlü kombinasyonu tatmıştı. Annemle zemin kattaki apartman dairesine asansör yaptırmayı konuştuklarını hatırlıyorum. Annem yatay giden asansörün saçma olduğuna ikna etmese modern mimariye şekil verecekti babam.
Sayfa 55 - Küsurat YayınlarıKitabı okudu
Evrak Kürek, Sektörden Arkadaşlara Giriş 101
Haluk Abi senin için de en iyisi buydu. Lütfen şu kırgınlığı bir kenara bırakalım. Yokluktan oynatamadık seni abi, yıllar geçti irili ufaklı bir sürü iş yaptık ama hâlâ yokluktan oynatamıyoruz. Abi nasıl paralar istiyosun gözünü seveyim, o parayı ödeyecek olanlar da insan. Sürekli yabancı filmlerde oynama sebebin ingilizcenin iyi olması değil abi, o filmlerde kaşeleri dövizle ödüyorlar,malum kurdan haberin vardır, onların parasının alım gücü daha yüksek. Adamlara koymuyor ama biz telef oluyoruz.
Sayfa 42 - Küsurat YayınlarıKitabı okudu
Mecburiyet
Esaretin içinde de bir özgürlük vardır nasılsa. İnsan kendini kaçak hissettikten sonra hiçbir yerde özgür değildir, içerde ya da dışarda olmuş hiç fark etmez.
Sayfa 32 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir acıyı bölüşmeye hazırım ama yeni bir pişmanlık yaşamanın düşüncesi bile bütün gücümü yok etmeye yetiyor. Tahammülüm yok.
Sayfa 39 - Profil yayınlarıKitabı okudu
Tanrı'nın cehennemiyle yetinmeyip dilediklerini cezalandırabilme gücüne erişebilmek için yenisini kendi elleriyle inşa ettiler. Farkında değiller, başkaları için yaktıkları o harlı ateşi kendi evlerinden uzak tutamazlar. Hepimiz yanacağız. Cehennem içimizde.
Sayfa 31 - Profil YayınlarıKitabı okudu