İstanbul Hatırasına başladım ve daha sonra yarıda bıraktım . Çünkü lise yıllarımdam beri tanıdığım Hakan Gündayı muhakkak okumalıydım . Bir yanımda Kinyas ve Kayra diğer yanımda İstanbul Hatırası . Kinyas ve Kayraya başladım elbette Gündayı bu kadar öteleyemezdim ve kitap hayatımı sorguladığım bir dönemde bana ilaç gibi geldi diyemeyeceğim . Resmen ağzıma sıçtı . Kinyas ve Kayrayı okuduktan sonra bir müddet elime kitap alamadım aklım sürekli Kinyas ve Kayranın düşünceleri ile doluydu . Bir gün Kinyas oluyordum ertesi gün Kayra . Nihayet bu düşüncelerden sıyrıldım ve yarım kalmış İstanbul Hatırasına en baştan başladım . Bazen Komser Nevzat oldum, bazen Evgenia oldum yeri geldi Ali komser ve Zeynep Komser oldum . Bazen şiirler okuyan Yekta , bazen de sert bakışlı Demir oldum . En son kim olduğumu hatırladım ama ... Ben yaşadığı bu kadim şehrin değerini bilmeyen bu tarihi şehre gerektiği önemi vermeyen biri olduğumu anladım . Yine geç kalmıştım Gündaya , Ahmet Ümite ama en çok da İstanbula . Yaşamış olduğum pişmanlığı görünce Komser Nevzat sevinmiş olmalı en azından bu muhteşem şehre haksızlık yaptığımı içten içe anlamış olduğuma sevinerek. Eğer siz de benim gibi geç kaldıysanız bu şehri tanımaya ya da Ahmet Ümiti okumaya pişmanlıklar yaşamadan kitabı okuyun ve İstanbulda yaşıyorsanız bir an evvel onu tanımaya çalışın ... muhabbetle