Gelelim 600'den fazla yan karakter ve 10 ana karakterden oluşan, ilk bakışta sayfa sayısıyla korku salan dünya klasiğimiz Savaş ve Barış'a. Tolstoy'un hikayeciliğine güvenerek hiç başladığım ve olay örgüsüyle beni çok etkileyen nefis bi yapıt. Kitaplarla içli dışlı olan her insan bilir ki, bazı kitaplar vardır, hayatınızı değiştirir. İşte Savaş ve Barış da sizin kilometre taşlarınız arasına girecek ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Çünkü bu roman sizi çok insani bir duyguyla sınıyor, hayatta kalma güdüsüyle. Dünyevi dertleri bir kenara bıraktıran ölüm hissiyle, elindeki ve etrafındaki her şeyi kaybetme korkusuyla. Ve bu korkuyla yüzleştiğinde, insanın içinden çıkan insanlıkla. Bu kitap vahşet ve kana bulanmış savaş alanlarıyla dolu. Ama aynı zamanda belki de edebiyat dünyasında karşılaşabileceğiniz en üstün mutluluk anlarıyla da. Açıkça söylemem gerekirse bu eseri sadece tarih romanı olarak düşünürsek yanılırız. Savaşın, onlarca karakter üzerindeki yansıması ve her birinin hayatına ettiği tesiri görüyoruz ve bu bize savaşın insan üzerindeki etkilerini görmemize olanak sağlıyor. Aynı zamanda tarih meraklıları için Fransız, Rus ve Alman ordularını yakından tanıma fırsatı sunuyor. Eserde Tolstoy'un da savaşla ilgili çok kıymetli fikirleri görülüyor ve savaşın başlama sebeplerinde ki anlamsızlıkları sanki sizinle sohbet eder gibi sizden fikir bekler gibi gözünüzü açmanızı sağlıyor. Daha çok şey söylenir ama yine de yetmez muhakkak okunmalıdır.