Büyük meselelerin küçük satır aralarıyız,
kocaman şehirlerin küçücük insanları
olduğumuz gibi…
Cüsselerimiz, gücümüz, nefesimiz
her bir şeyimiz küçük ama nedendir bilinmez,
her yeni gün ısrarla
bize kalmayacak bir Dünyadan,
bizi altına alıp ezip geçecek büyüklükte
kederler biriktiriyoruz.
En kötüsü de hepimiz,
tüm yan yana gelişlerimiz de bile yapayalnızız,
herkesin kendine ait bir girdabı var,
dön bak etrafına herkes hareket halinde
ama kimsenin bir yere vardığı yok, heyhat.
Sesli dinlemek için:
instagram.com/p/C0kRoE-NceL
İnsan bazen ne hissetmesi gerektiğini bilmiyor, hatta ne yapacağını bile. Kendinden bağımsız yaşanan olaylar gelip insanın canını yakıyor, bir ateşte kül edercesine. Ama hayat her zaman gösteriyor ki; her olay, imtihanlar, hayatına giren iyi ya da kötü insanlar, geçirmiş olduğun hastalıklar, kaybettiğin yakının ya da yanlış insana duyduğun sevgi. Her şey insana birer tecrübe kazandırıyor. İyi ya da kötü her günümüz, bizi sonra ki güne daha güçlü hazırlıyor. İmtihanlar insanı ruhen ve madden güçlendiriyor. Unutmamak da fayda var; demir dövülmeden kılıç, taş taşlıktan geçmeden parmağa yüzük olmuyor! Biz de kendimizi yitire yitire, canımız yana yana öğreneceğiz yaşamak denen meseleyi.
Olmayacağını biliyordun ama oldurabilmeyi ne çok istedin. Yılgın ve yıkık bir umutla yürüdün tüm yolları. İçinde, hiç susturamadığın o müzikle bir parlayıp bir söndün karanlıklarda. Kaybetmedin ama kazanmadın da. Hayat biraz da böyledir, bilirsin. "En iyi sen bilirsin.."