Gerçek savaşçılar başkalarına üstün gelmek ya da onları kontrolleri almak için savaşmazlar. Onlar, bir zafer, bir mülk ya da ödül kazanmak için de savaşmazlar, onlar gerçek önemi olan tek şeyi kazanmak için savaşırlar: Kendi içsel özgürlüklerini.
...Sonunda öyle bir yere varıyorsun ki, hayatının sahici bir şeye benzemesini istemeye başlıyorsun... ama sonra, sahici olan nedir diye düşünüyorsun. başkalarının hayatı hakikaten sahici mi? Bizden öncekiler hakikaten yaşadılar mı?
Eğer seni yoğurmamışsa, bir fikre ait olamazsın... Kendini bir fikre ait hissedip hissetmemenden bahsetmiyorum; tamamen ait olmandan bahsediyorum. Yıllarca ve yavaş yavaş bir kuyuya düşmek gibi bir şeydir bu.
Bizim şu karnımız var ya! Konuşmayıp da sustuklarımız, içimize attıklarımız, şiştiklerimiz, şişip de istifra edemediklerimiz... İşte bunlar bizi başka biri yapıyor, yabancı yapıyor.