"Nitelikli eğitim vermezsen, nitelikli insan yetiştiremezsin. Nitelikli insan yetiştiremezsen, nitelikli çalışma alanları kuramazsın. Nitelikli çalışma alanları kuramazsan, güçlü bir ekonomin olmaz. Güçlü bir ekonomin olmaz ise sorunlarla boğuşan, insanların huzursuz ve zor durumda yaşamaya çalıştığı bir ülke haline gelirsin. "
"İnsan bir fikre, bir mezhebe taraftarlıkla karışırsa kendisine söylenen her şeyi doğru kabul eder. Yalanı doğrudan ayıramadığı için de davranışları yalanlarla şekillenir."
... amaçsızca dolaştım sokaklarda. Ne yapacağımı bilmeden, ayaklarım beni nereye götürürse oraya. Kasımpaşa'ya indim önce, Haliç'in kenarına. Deniz boyunca yürüdüm, tıpkı Selanik'te olduğu gibi. Sanki yıllar önce değil de bugün ayrılmışız gibi keder doluydu içim; ızdırap ve kahır dolu.
"... Ne yaparsak yapalım, sanki mağlubiyete mahkum gibiydik, hep hayal kırıklığına yazgılı... Ne yaparsak yapalım beyhudeydi, bir türlü çıkarmayacaktık bu derin, bu kanlı çukurdan.."
"... Nasıl umut doluydum o zamanlar, nasıl imanlı, nasıl kendinden emin. Sadece vatanı kurtarmakla kalmayacak, bütün dünyayı değiştirecektim, üstelik seninle beraber... Oysa şimdi paramparça oluyordu inandığım ne varsa. Zafer saydıklarımın aslında çoktan kaybedilmiş harpler olduğu bir bir çıkıyordu ortaya... "
Bizim gibi adamlar, ne kadar seversek sevelim ömrümüzü bir kadının dizinin dibinde geçiremeyiz. Bizler rüzgarlı insanlarız. Ruhumuz fırtınalarla dolu, onun için bu kadar çok mâna yüklüyoruz kadınlara zaten. Aşkı, hayatımızı destana çevirecek mucizevi bir vaka olarak telakki ediyoruz.
" Sahi nedir vatan? Bir toprak parçası mı, uçsuz bucaksız denizler, derin göller, yalçın dağlar, verimli ovalar, yemyeşil ormanlar, kalabalık şehirler, tenha köyler mi? Hayır, bütün bunların ötesinde bir anlam taşır vatan. "
Yeryüzünde beni anlayacak tek kişi vardı, o da sendin. Çünkü en çok sana acı çektirmiştim, en çok seni hayal kırıklığına uğratmış, mutluluğunu elinden almış, ruhunu incitmiştim.