Demek aşk da geçiyor . Bense öyle sanıyordum ki aşıkların hayatı sıcak bir öğle vakti gibi rüzgarsız, hareketsizdir . Halbuki sevgide rahat yok . O da değişiyor , durmadan değişiyor … Bütün hayat gibi . !
Yalnız dar kafalılar kurnazlığa başvurabilir. Zekaları doğru işlemediği için kurnazlık yolu ile günlük meselelerini çözmeye çalışırlar , hayatın büyük yollarının nereye gittiğini göremeden kendi küçük düşüncelerini bir dantela gibi örerler …
Aşk bir ruh kangreni; o kadar çabuk ilerliyor ki . Daha şimdiden ne haldeyim . Zamanı saatlerle , dakikalarla değil , güneşin doğup batmasıyla değil , sizinle ölçüyorum : ‘’ Onu gördüm , görmedim , göreceğim , görmeyeceğim , gelecek , gelmeyecek ….
Bütün bunlar , gençlikte güzel ; çünkü gençlik heyecanların tatlısına , acısına kolayca dayanır ; benim yaşımda insan , huzuru arıyor , ben uykulu ve uyuşuk huzura alışmışım ; fırtınalara tahammülüm yok …
Bir gün birseyi istersin , ertesi gün tutkuyla , ölesiye ona bağlanırsın ,daha ertesi gün onu istediğinden utanırsın , arzun yerine geldiği için hayata lanet edersin . İşte insan hayatta kendi isteğinin peşinden serbestçe giderse böyle olur . Bastığımız yeri yoklayarak yürümeliyiz ; bazı şeylerden gözlerimizi çevirmeliyiz , mutluluk hülyalarına kapılmamalıyız , mutluluk elimizden kaçarsa isyan etmemeliyiz ; hayat budur işte …. Kim demiş hayat zevk ve mutluluktur . Ne saçma düşünce ! Hayat hayattır , bir ödevdir , ödev dediğin de Çetin bir iştir . O halde ödevimizi yapalım …
İnsan mütevazi , ağırbaşlı , sakin bir hayat arkadaşının yanında ne rahat uyur . Akşam yatarken , sabah uyanırken aynı sevimli bakışı bulacağından emindir . Yirmi otuz yıl sonra insan , kendi sıcak bakışına cevap veren uysal , sıcak sevgi dolu bir bakış görür , ölünceye kadar da hayat böyle geçer .
Her kadınla erkeğin gizli amacı da bu değil midir ? Dostunda değişmez bir huzur , akışı bozulmayan bir ruh bulmak ! . Aşkın temeli de budur ve bundan uzaklaştık mı ıstırap başlar : Demek benim idealim bütün insanların idealidir . Kadınla erkek arasındaki ilişkilerin en yüksek şekli de bu olsa gerek …
‘’İnsan hayatının normal amacı dört mevsimde de , yani hayatın dört çağında da fazla hoplayıp zıplamadan yaşamak ve son güne kadar hayat kadehinin hiçbir damlasını israf etmemektir : Ağır ağır yanan bir ateş , ne kadar şairane olursa olsun şiddetli bir yangından daha iyidir . ‘’
Gidenlerin yerini gelenler tutar , çocuklar büyür , nişanlanır , evlenir , kendilerine benzeyen çocukları olur ve böylece hayat hep aynı minval üzerine sürer gider ve hiç farkına varılmadan mezarın tam yanı başında biter .
Hor görülmediğimiz,taciz edilmediğimiz,çocuk gelin olmadığımız,dövülmediğimiz,sövülmediğimiz,ne ruhu ne de bedeni öldürülmemiş bir kadın olmak istiyoruz.Sadece bugün değil her gün hatırlanmak,kahkaha atmak,YAŞAMAK VE YAŞATMAK İSTİYORUZ !