Yatağımın karşılarında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Yılda evde nasıl başarılı oldunuz? Bir gün kayıtlı bir resim asmak gelmedi mi içeriden? Ben ne yaptım? Kimse beni uyarmadı. Sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım
Bilemezsin
Bir senaryoyu okuyorum tek düze
Sere serpe bir hatıra seçiyorum gönül sayfamdan
Adına sen diye başlıyorum bütün hüzünlerin
Ve git gide hırçınlaşıyor yağmurlar içimde
Kasırgalar koparken zihnimin seni sakladığım kuytularında,
Ucu bucağı olmayan bir tutkuyla,
Yanmış parmak uçlarımda geliyorum koynuna
Korkma.
Aciz ve bitap düşmüş
Her şeyi seni hatırlatıyor
sıradan ve sevdiğin
günlük eşyaların
sanki benimle seni bekliyorlar
senin gelmeni, bende iz birakacak olsa da son bir kez
Bütün aşkımız odayı dolduruyor
ikimizin söylediği bir şarkı gibi
Akşam oluyor Dumanlı ıslak ovaya akşamın yorgun bir kuş gibi inişini severmişim meğer
Akşamın inişini yorgun kuşun inişine benzetmeyi sevmedim toprağı severmişim meğer
Toprağı sevdim diyebilir mi onu bir kez olsun sürmeyen
Ben sürmedim
Platonik biricik sevdam da buymuş meğer
Meğer ırmağı severmişim
Ister böyle kımıldanmadan aksın kıvrıla kıvrıla tepelerin eteğinde