En derin korkumuz yetersiz olmak değil.
En derin korkumuz hesapsız bir gücümüzün olması.
Bizi korkutan karanlığımız değil, ışığımız.
Kendimize sorup duruyoruz:
Ben kimim ki muhteşem, harika, yetenekli, ve müthiş olayım?
Aslında neden olmayacaksın ki ?
Sen Tanrı’nın çocuğusun. Kendini küçümsemenin kimseye faydası yok.
Çevrendekiler kendini güvensiz hissetmesin diye küçülüp durmanın aydınlanmakla ilgisi yok.
Bizler, çocuklarımız gibi parlamak için varız.
İçimizde Tanrı’ya ait görkemi sergilemek için doğduk.
Bu sadece bazılarımızda değil, hepimizde var. Ve ışığımızın parlamasına izin vererek bilinçdışı şekilde başkalarına da aynısını yapma izni vermiş oluyoruz.
Korkularımızdan özgür kaldıkça varlığımız diğerlerini de özgürleştirir.
Duygusal miraslar genetik miraslara benzer kimse fark etmeden bir nesilden diğerine aktarılır bazıları cazip ve muhteşemdirler. Harika ve gururlu hissederiz ama bazıları kalp kırıcı ve yıkıcıdır durdurulması gerekir.