Melisa Kesmez'den okuduğum ilk kitap on hikayeden oluşan Bazen Bahar oldu. Yazarın ikinci hikaye kitabı olaydan çok duygu barındırıyor. Kadın-erkek , çocuk-ebeveyn, dostluk ilişkileri üzerinden kişilerinin duygu durumlarını anlatıyor. Tamamına yakını kadın, bir kısmı çocuk olan hikaye kişilerinde hakim duygu hüzün diyebiliriz. Hikayelerde hüznün yanı sıra hayalkırıklığı, geçmiş özlemi, ayrılık, ölüm acısı da var, küçük mutluluklar da. Tıpkı kitabın adı gibi hayat bazen bahar, bazen kış...
Yazarın nesne ve tabiat unsurlarını yoğun anlamlar yükleyerek sembolleştirmesini sevdim. İlk hikayede "domates tohumları"nın geçmişi, yitip giden çocukluk günlerine duyulan özlemi anlatması gibi...
Ben anlatıcı ve yer yer mektup tekniğini kullanması dolayısıyla samimi bir anlatımı var. Bu aynı zamanda yazar kendini mi anlatıyor gibi bir soru da uyandırıyor okuyucuda. Ama bir yandan kolayca empati kurmamızı ve hikayenin dünyasına girmemizi de sağlıyor. Ben, hikayeleri sevdim, kendimden bir şeyler bulduğum için mi sevdim yoksa hikayelerin başarısından mı bilmiyorum. Kadın duyarlılığının hissedildiği bu hikayeler erkek okuyucuyu da etkileyebilir mi bunu da merak ediyorum.
Yazarı üslup olarak da başarılı buldum sade ve anlaşılır olmasına rağmen edebi bir zevk veriyor. Diğer hikaye kitaplarını da okuma isteği uyandırdı.