İnsan ne garip bir varlıktır değil mi ? bir bakmışsın bir dakika içinde öyle biriktirip durduğun, kendisi için üzüldüğün, hatta gecelerce ömrünü harap ettiğin her ne varsa sadece bir saniyede yok olup gidiyor. üstâd diyor ya:
"Ey nefsim! Deme: "Zaman değişmiş, asır başkalaşmış; herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder, derd-i maişetle sarhoştur." Çünkü, ölüm değişmiyor; firak bekaya kalbolup, başkalaşmıyor. Acz-i beşerî, fakr-ı insanî değişmiyor, ziyadeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sür'at peyda ediyor.
Kelimesi kelimesine öyle mühim sözlerdir ki bunlar. Bir lâhza sonra yaşayacak olmaya bile bir delilimiz yok iken,
farkedebiliyor muyuz ne çok, hemde ne gereksizce büyütüvermişiz her şeyi, .
Hani, diyor ya Franz Kafka,
"Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında."
•In omnibus requiem quaesivi,et nasquam inceni nisi in angulo cum libro.
•"Her şeyde erinç aradım ama hicbir yerde bulamadım;bir kitapla çekildiğim köşeden başka."
"Ölsek ne olacak ki sanki... Onlara ne? ben onlar için neyim?.." sonra daha acı ve insafsız bir tavırla ilave etmişti:
Ben onlar için hiçbir şey değilim...Hiçbir şey değildim senelerden beri aynı evde beraber yaşadık bu adam kimdir diye merak etmeden şimdi çekilip gideceğimden mi korkuyorlar?
Insanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense,körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
Bütün teessüflerimiz,inkisarlarımız, hiddetlerimiz,karşımıza çıkan hadiselerin anlaşılmadık,beklenmedik taraflarınadır. Her şeye hazır bulunan ve kimden ne geleceğini bilen bir insanı sarsmak mümkün müdür?