"Zaman bazen kuş gibi geçer bazen de solucan gibi sürünerek geçer; ama insan en çok zamanın ağır mı yoksa çabuk mu geçtiğini fark etmediği vakit kendini iyi hisseder."
"Düşünen bir insan için ıssız bir yer diye bir şeyin olmadığı kanısındayım. En azından elimden geldiğince yosun tutmamaya, çağın gerisinde kalmamaya çabalıyorum."
İyi bilen birisi
Bana bu gizemi açıklasın
Her göz, bütün bir gökyüzüdür,
Gökyüzü tüm gözlerindir,
Ona baktığımda ise yalnızca benim.
Yaşlının, çocuğun
Kralın, manavın
Şairin, sokak süpürücüsünün...
Hiçbir fakir yoktur ki
Onun sahibi olmayan.
Ürkek bir tavşan bile
Bir aslan kadar sahip ona.
Gökyüzü tüm gözlerindir.
Her göz, eğer isterse
tüm ay'ı,
Kuyruklu yıldızları, Güneş'in alır.
Her göz her şeyi alır
Ve asla hiç bir şey eksiltemez onlardan:
Gökyüzüne en son bakan
Onu daha az parlak bulmaz.
Öyleyse bana açıklayın,
Şiirle yahut yazıyla,
Neden sadece bir gökyüzü var
Ve neden dünya paramparça?
İçimde bir yağmur
Sonbahardan çalınmış
Birkaç eylül bir de sen senelerin ardında
Tarabya'da bir santur nihavende gömülmüş
Ümitlerim küçülür
Saçlarımın kırında
Bir kaç yağmur
Bir de sen senelerin ardında...
İlk defa anladım ki ; paylaşabilmek için insanın simidinin olması yetmiyor, kuşlara da ihtiyaç var. Üstelik kimin kime teşekkür edeceği de belli değil.
İlaçla zehiri birbirinden ayıran şey dozuymuş bizim sanki dozumuz nasıl olsa bize bir şey olmaz duygusuyla biraz daha artmış gibi gözüküyor bunun bir sonraki safhası büyük bir çöküntü oluyor.
A.kocaman
Şimdi ve burada bir başkasının Kriterlerine göre var olmaya çabalayan bir insan mısın; yoksa kendi bilicinle oluşturduğun ölçütlere göre eyleme geçen biri misin?