Insanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi, kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde, artık ne yazık ki çok geçtir. Insanların "tecrübe" dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana tecrübeli denir.
Beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum. Ben Van Gogh'un tablosu değilim, ben öldükten sonra müzeye koyamazsınız, beni tanımalısınız...
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?