En fena kanun, en iyi kanunsuzluktan daha iyidir, denebilir. En doğrusu kanunun iyi yapılması olduğuna şüphe yoktur. Kanuna güvenlik ve saygısı olmayan yerde zarar o kadar büyüktür ki, hiçbir fena kanun, memlekete o kadar ziyan vermez.
Osmanlı imparatorluğu, Trakya'dan Erzurum'a doğru, koca gövdesini yan yatırmış, memelerini sömürge ve milliyetlerin ağzına teslim etmiş, artık sütü kanı ile karışık emilen bir sağmal idi.
Biz Kudüs'te kirada oturuyoruz. Halep'ten bu tarafa geçmeyen şey, yalnız Türk kâğıdı değil, ne Türkçe ne Türk geçiyor.
Floransa ne kadar bizden değilse, Kudüs de o kadar bizim değildi. Sokaklarda turistler gibi dolaşıyoruz.
derlerdi ki, eğer Cemal Paşa birisiyle görüştüğü zaman burnunu kaşırsa sürgün düşünüyor, sakalını karıştırırsa, affedip etmemeyi düşünüyor, demektir. Yalnız bıyık burmasından korkunuz o zaman bu görüşmenin ölüme kadar yolu vardır.
Bir Fransız vesikası der ki: "Lübnanlı Hıristiyanlar Fransız dostudurlar. Hıristiyanları sevmedikleri için Lübnanlı Müslümanlar da İngiliz taraflısıdır. Beyrut Araplarının çoğu Fransa'yı sever. Fakat Ortodokslar Ruslara bağlanmışlardır. Niçin? Hiç. . Osmanlı bayrağından daha şerefli ve nüfuzlu herhangi bir bayrağa bağlanmış olmak için. ."
Osmanlı İmparatorluğunda itibar, azınlığın imtiyazı olduğu için ve Türk unsuru imtiyazsız olduğu için herhangi bir Müslüman azınlığın çocuğu olmak, Türk olmaktan daha faydalı idi.
Batış ve kurtuluş gibi, bir milletin tarihinde ikisi tek yüzyıl içine pek az defa sığmış olan ve yalnız biri milli tarihin bir büyük faslı olan iki hadiseyi dört, beş yıl içinde görüp geçirmiş, en büyük acıyı ve en büyük milli sevinci tatmış olanların hikâyeleri okunmaya değer.
Avlanma içgüdüsünün kökeni türümüzün evriminde çok eskilere dayanır. Avlanma ve dövüşme içgüdüleri çeşitli görünümlerde birleşir. (.....) Kana susamışlık insanoğlunun öylesine ilkel bir parçasıdır ki yok edilmesi çok zordur. Özellikle de dövüş ya da av, eğlencenin bir parçası olarak sunuluyorsa...
-William James