Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Nurhan Akbaba

Allah ehlinin edepleri sükut etmektir, uslu olmaktır. Uslu insan yalan demez, gıybet etmez, sövmez, iftirada bulunmaz,boş konuşmaz. Ehlullah sükut etmekle olur.
Reklam
Çok yeme,çok yemek hakikaten ağır yüktür. Nasıl ki ağır yük gemiyi batırırsa çok yemek te beden gemisini gaflete batırır. Uyku da bir felakettir. Onu da çok yapma. Bedenin ihtiyacı olduğundan uyumuyorlar. Hoşlarına gittiği için uyuyorlar. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki: Alimin uykusu ibadet ,nefesi tesbihtir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Demek ki insan bir şeyin hakikatini görse ya bayılır gider ya da hayran olur. Biz ise hakikati görmediğimizden ne hayran ne de yağsız ayran oluyoruz.
İlmin büyük afeti unutmaktır. Onu zayi etmek ise o ilmi ehli olmayana anlatmaktır. Hadis-i Şerif
Reklam
İnsan benim sırrımdır, Ben de onun sırrıyım. Peygamber Efendimiz(sav) rahmet denizi, Rahman Teâlânın hazinesidir.
İnsan bir gemi, Akıl, yelkeni. Fikir, dümeni. Kullan gemini, Göreyim seni...
Size Rabbini zikredenle zikretmeyenin misalini vereyim. Rabbini zikreden diri, zikretmeyen ölüdür.
Ya Rabbel Âlemin! Hepimiz sana sığındık kendimizi sana emanet ediyoruz. İmanımızı, amellerimizi, namusumuzu şerefimizi sen muhafaza eyle, Sen daimi baki ve muhafızsın. Amin
Ya Rabbi! Sen basiret ver,yapılması gerekeni yaptır heves ver bize. Amin...
Reklam
İlme ulaşmanın farklı usûlleri vardır. İnsanların çoğu ilmi, okuma ve yazma; bir kısmı da dinleme, görme, his ve tecrübe gibi yollarla elde eder. Bu yüzden her okur-yazar âlim, her ümmî de cahil değildir. Okur-yazar biri aynı zamanda cahil olabileceği gibi âlimin de ümmî olması mümkündür. Nitekim ümmî olduğu halde dinleme yoluyla çok sayıda kitap ezberleyen pek çok sayıda ümmî alim vardır.
Allah Rasûlü’nün hadislerine hiç bakmadan Sünnet’e rağmen hüküm verenler, “Niçin böyle yapıyorsunuz?” sorusuna muhatap olduklarında hevalarına uymayan hadisler mütevatir derecesinde de olsa mevzu olduklarını iddia edebiliyorlar. Bu durumda akla şöyle bir soru gelmektedir: Kur’an Müslüman- ları “Neden Sahâbe’nin rivayet ettiği Sünnet’i inkâr ediyor da, onların naklettiği Kur’ân’ı alıyor? Onlar Kur’an-ı Kerim’i rivayet ederken güvenilir de, hadisleri naklederken mi -hâşâ- ihanet içerisindedirler?! Onların her bir nassı muhafaza yöntemi aynı değil midir? Kur’an-ı muhafaza ederken başarılı olanlar, niçin O’nun mübeyyini olan ve korunması kendisinin muhafazasına bağlı olan Sünnet’i hıfzetme noktasında aciz kalsınlar?!
Sözün özü bizler sadece emanetlerimizi hak ettikleri gibi layığıyla büyütmek,onlara karşı her adımımızda Allah'ın rızasını gözetmekle mükellefiz. Bir evladın dünyaya gelişinde aracı oluşumuzu sindirip, emanet aldığımız evlatlarımızın hesabını vereceğimiz bilincinde olup onlara sahip olma hırsının azgın seline kapılmadan emanetçi olmanın alçak gönüllülüğüyle büyüme seyirlerine yoldaşlık etmeliyiz.
İşte bütün mesele bahşedilen tohumun filizlenip verimli bir ağaç haline gelmesi için sahip olduğu özellikleri bilmekten geçmektedir. Yani çekirdekten çınara yol alan kutlu evlat emanetinin fıtratını okuyup Rabbin mükemmel olarak yarattığı insanın doğuşuna önderlik yapmaktır.
146 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.