postmodernizm ve hoşnutsuzlukları, akla veda, travmatize toplum (hile yapmayı nasıl yasaklar ve uygarlığımızı kurtarırız), ego (osho), insanlığın öyküsü sensin (khrisnamurti)
Çok zaman önceydi. O kadar zaman önceydi ki zaman diye bir şey yoktu.
İnsanlar güneş doğup batıncaya kadar yaşıyorlardı hayatı; bir daha hiç olmayacakmış gibi dolu ve anlamlı.
Şimdi ise zamana yetişemiyoruz. Sürekli bir koşturmaca halindeyiz. Günler öyle hızlı akıyor ki, yakalamak mümkün değil. Sonrası; sürekli yorgunluk, sürekli uykusuzluk ve tabii ki sürekli mutsuzluk.. Tahammülsüzlük.. Yıpranmışlık..
Daha da böylece uzayıp gidiyor bu liste..
Nihayetinde de ne doluluğu kalıyor ne de anlamı..
Beni Yekta Kopan'la tanıştıran ve iyi ki okumuşum dedirten öykü kitabı.
Kalemi beni gerçekten etkileyen bir yazarla bu kadar geç tanışmış olduğuma üzülüyorum. Ama böyle etkili bir anlatıma sahip bir yazarın, sırada okunmayı bekleyen kitaplarının olduğunu bilmek sevindirici. Rahatlıkla tavsiye edebilirim.
Ben de geçenlerde Sadist'e başlamıştım ama çok kısa bir okuma oldu benim için. Midem kaldıramadı zavallı adama yapılan işkenceleri okumayı. Ben kendime, kitaplığımdaki kitapları okuyup bitirmeden yeni kitap almayı yasakladım. Bu yüzden önümüzdeki birkaç ay sipariş veremeyecek gibiyim. Kitaplığımda okumadığım bir yığın kitap, uzun zamandır sırasını bekliyor ve bu duruma artık gerçekten bir son vermem gerek. O kargonun eve ulaşmasının ne kadar heyecanlı olduğunu iyi biliyorum (:
Keyifli okumalar