Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nevin Durmaz

Bir bütün olarak bu sistemin insanı insanlıktan çıkardığını ve insanın artık ondokuzuncu yüzyıldaki gibi - makinelerin efendisinin - olmadığının , ister işçi isterse yönetici olsun, makinelerce yönetildiğinin farkına varmak zorunludur.
Reklam
Dünya üzerindeki sanayi toplumunda okuryazarlık ve sonuç olarak yükseköğrenim yaygınlaştığı hâlde, eğitim- ögrenim alanındaki ilerleme ile yurttaşların etkin eleştirel düşünceden yoksunluğu arasında keskin bir karşıtlık vardır. Bir yandan okur-yazarlık artarken, televizyon, tüketicinin görüntülerle beslendiği, beynini değil de gözlerini ve kulaklarını kullandığı yeni tür bir cehalet yaratıyor. Özetle, verimliliği git gide arttıran makineler ürettiğimiz halde, insanın kendisi en önemli niteliklerinden bazılarını yitiriyor. Hep daha çok büyümekten, daha verimli olmaktan ve daha hızlı büyümekten başka hiçbir amacı ve vizyonu bulunmayan büyük örgütlenmenin yönettiği edilgin bir tüketici olup çıkıyor.
Yanılsamaları terk etmek, yanılsamaları gerektiren koşullardan çıkmanın şartıdır.
Karl MarxKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Kuşaklar gelip geçtikçe, gitgide daha bir kötü olurlar. Zaman gelip öyle fena olacaklar ki , güce tapacaklar ; kudret, onlara haklı gelecek ve iyiye olan saygı silinip gidilecek. En sonunda , kötülüklere hiç kimse kızmaz ya da sefaletin varlığından hiç kimse utanç duymaz olunca, Zeus onları da helak edecek. Yine de o zaman bile, bir şeyler yapılabilir, yeter ki sıradan insanlar ayağa kalksınlar ve kendilerini ezen egemenleri alaşağı etsinler."
Hesiodos/ Erga / Yunan mitolojisiKitabı okudu
İnsanlar sevinç aramak yerine, haz ve heyecan arıyorlar ; gelişim aramak yerine, güç ve mal mülk arıyorlar. Kendileri daha çok olmak yerine, daha çoğuna sahip olmak ve daha çoğunu kullanmak istiyorlar.
Reklam
Çoğu insanın canı sıkılır, çünkü yapmakta olduğu şeye ilgi duymuyordur.
192 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
İnsan Olmak Üzerine
İnsan Olmak ÜzerineErich Fromm
8.4/10 · 732 okunma
Maddi yoksulluk insanı insani açıdan zengin bir yaşamın temelinden yoksun bırakır. Maddi zenginlik ve güç ise insanı yozlaştırır. İnsanın varlığına özgü orantı ve sınırlama duyularını yok eder ; bireyde , türdeşleriyle aynı varlık koşullarına bağlı olmadığını hıssettiren gerçek dışı ve çılgın bir " benzersizlik" duygusu yaratır.
Kapitalizm nesneleri yaşamdan daha üstün tutar. Güç etkinlikten değil, mülkiyet ten gelir. Çağdaş kapitalizm insanın gelişiminin önüne ilave engeller koymuştur. Sorunsuz çalışan işçi, memur, mühendis ve tüketici ekiplerine ihtiyacı vardır ; onlara ihtiyaç duyar çünkü bürokrasiler tarafından yönetilen büyük girişimler, bu tür bir düzen ile o düzene uyan " düzen adamını" gerektirir. Sistemimiz ihtiyaçlarına uyan insanları oluşturmak zorundadır; sorunsuzca işbirliği yapacak çok sayıda insan yaratmalıdır; daha çok tüketmek isteyen insanlar; zevkleri standartlaştırılmış ve kolayca öngörülüp, etkilenebilen insanlar yaratmalıdır. Kendilerini özgür ve bağımsız hisseden, bir otorite ya da vicdanî bir ilkeye bağlı olmayan ama yine de kendilerinden bekleneni yapmak ve toplumsal makinanın sorunsuzca işleyen bir parçası olabilmek için buyruk almaya istekli insanlara ihtiyacı vardır; güç uygulamadan yönlendirebilecek, lidersiz yönetebilecek, amaç olmadan - iyi olanı yapma, hareket hâlinde olma, ilerleme amacı hariç - harekete geçirebilecek insanlara gerek duyar.
Belli temel unsurlar eski ve yeni kapitalizmde ortaktır: sevgi ve dayanışmanın değil, bireyselliğin ve egoistçe hareket etmenin herkes için en iyi sonucu getireceği prensibi ; halkın iradesinin, vizyonunun ve planlamasının değil, kişisel olmayan bir mekanizmanın, piyasanın toplum hayatını düzenlemesi gerektiği inancı.
Reklam
Aslında, tanrılar yok etmek istediklerini kör ederlermiş.
İlköğretimden yükseköğretime, eğitim zirve yaptı. İnsanlar daha fazla eğitim aldıkları hâlde, daha az akıl yürütüyor, daha az muhakeme ediyor ve daha az fikir üretiyor. En iyi olasılıkla zekâları gelişti ama akıl yürütme kapasiteleri - yani yüzeyin altına nüfuz edip, bireysel ve toplumsal hayatın temelini oluşturan güçleri anlama yetenekleri - giderek zayıfladı. Düşünce, giderek duygudan ayrıldı, insanların tüm insanlığın üzerinde dolaşan atom bombası savaşı tehdidini hoşgörüyle karşıladığı gerçeği, çağdaş insanın akıl sağlığının sorgulanması gereken bir noktaya geldiğini gösterir.
Eğer sen karşılıklı sevgi uyandırmadan seversen, yani senin sevgin sevgi olarak karşılıklı aşkı uyandırmazsa, eğer seven insan olarak senin yaşamsal belirtin ile sen kendini sevilen insan durumuna dönüştürmüyorsan, senin aşkın erksizdir ve bu da bir mutsuzluktur.
Paranın gücü ne kadar büyükse, benim gücüm de o kadar büyüktür. Paranın nitelikleri benim niteliklerim ve özsel güçlerimdir. Ne olduğum ve ne olabileceğim demek ki hiç de benim bireyselliğim tarafından belirlenmemiştir. Ben çirkinim, ama en güzel kadını satın alabilirim. Demek ki ben çirkin değilim, çünkü çirkinliğin etkisi, itici gücü, para tarafından yok edilmiştir. Bireyselliğim bakımından ben kötürümüm, ama para bana yirmi dört ayak sağlar; öyleyse kötürüm değilim; ben kötü, namussuz, vicdansız, kafasız bir insanım, ama para saygındır, öyleyse sahibi de; para en yüksek iyiliktir, öyleyse sahibi de iyidir, para beni ayrıca namussuz olma güclüğünden de kurtarır, bunun sonucu beni dürüst sayarlar; ben kafasızım ama para her şeyin gerçek tinidir, nasıl olur da sahibi kafasız olabilir ki? ... Para aracılığıyla bir insan yüreğinin özlediği her şeyi yapabilen ben, tüm insani güçlere sahip değil miyim? Öyleyse benim param benim tüm yeteneksizliklerimi kendi karşıtlarına dönüştürmüyor mu?
Karl MarxKitabı okudu
Mülkiyet, insanın yeryüzüne düşüşüyle beraber gelen açgözlülük günahının hem sonucu hem de sosyal çaresidir; başka bir deyişle özel mülkiyet insanın yeryüzüne düşüşünün bir sonucudur, tıpkı erkeğin kadına hâkimiyeti ve insanla doğa arasındaki çatışma gibi.
1.629 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.