"Sahip çıkamadığımız arkasında durup alkışlayamadığımız, hor görüp kıymet bilmediğimiz,duruşlarını içten içe kıskanıp, ulaşamayınca katlettiğimiz, susturabileceğimizi sandığımız kadınlar bunlar! Ömürleri ellerinden çalınan, hikayesi tamamlanamayan çocuk yüreklerde hasretleri kalan, isimleri aklımızdan bir mıh misali çıkmayacak, acısı kalbimizde hep taze kalacak olan kadınlar!"
Nilay Şirin
Kendinden ayrılmak, ayrılıklardan şikayet edenin bileceği bir şey olsa hiçbir ayrılığa biraz melâl hariç fazlaca dertlenilmez. Ama işte bir alıklık çocuklukta kalmadı da çocukluğun sonundan sonsuzuma geldi yapıştı!
"Hepimiz böyleyiz işte! Birbirimizden pek farkımız yok. Ancak hastalandığımız ya da öldüğümüz zaman hatırlıyoruz birbirimizi. O yitirdiğimizin ne iyi, ne eşsiz bir insan olduğunu, ne büyük iyilikler yaptığını, ancak o son demde anlıyoruz..."
"Cümleleri yarımdı annemin, oradan biliyorum. Derdi olanın cümlesini tamamlamaya nefesi yetmez. Bir tambur sesinden bile incinirdi, oradan biliyorum..."
"Annem evimizin duvarında asılı bir Kur'an-ı Kerim gibiydi ve oradan inince duvar buz gibi soğuk oldu. Hakikatimiz parçalandı, efkârımız arttı, suretimiz soldu, inşirahımız ortadan yarıldı, kalbimiz kurudu, mekanımız daraldı..."