Ayrılıkların bir rengi vardır, susuşların
Bekleyişlerin, yalnızlıkların da öyle
Şehrin görüntüsü unutmanın rengine benzer
İstasyonlarsa özleme dönüktür nedense
Ve bir köşesinde mutlaka taşra kokusu
Kokunun rengi nasıl yayılır bilirsin
Güllerden, fesleğenlerden ve acılardan
Hiç konuşmayalım istersen susmak bir dil
Bir hatırlamak olsun yitirdiğimiz ne varsa
Hatırlamak deyince içimden bir rüzgâr
Işıkları söndürülmüş kasabalar geçiyor
Komşu bahçeden hoyratça kopardığım güller
Kendimi Pekos Bill yerine koyduğum
Günler düşüyor içime, kendime sığmıyorum
Sülfür inceldi ve en yorgun yerinden kırıldı ayna
Tenhaydı düşlerim, geceydi, çıkıp geldim işte
Su ve ateş bir de gülünç yalnızlığım var sana
Getirebildiğim, kokularını yitirmişti çünkü güller
Suyu dinle ateşi yak özledim demek bu