"Maşallah bizde de her şey geçit töreni gibi," diye girdi söze. "Peçete buraya, kravat şuraya, affedersinizler, lütfenler, mersiler havada uçuşuyor. Sahicilik hak getire.
Ama işte gözlere bakınca, ne uzaktan ne yakından asla yanılmazsınız! En önemli şey gözlerdir !
Tıpkı barometre gibidirler. Kimin ruhunda büyük bi kuraklık var , kim durduk yere böğrüne tekmeyi yapıştıra bilir, kim kendi gölgesinden bile korkar, hepsini ele verir.
Hiç bir şeyi kavrayamadıkları için hiçbir zaman akıllarını kaçırmıyorlardı. Her şeyi yutuyorlar ve hiçbir zarar görmüyorlardı,
çünkü tıpkı bir mısır tanesinin bir kuşun bedeninden sindirilmeden geçip gitmesi gibi,
yuttuklarından geriye bir şey kalmıyordu.