Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin edebi dilinin zevkine vardığımız, müthiş tespitlerini, insandan kainata kadar neredeyse her konuya değindiği... İnsanın aklındaki, kalbindeki ve ruhundaki çıkmazlara yol gösteren; içimizdeki, toplumdaki ve bazı ilmi meseleleri aydınlatan; okuduktan sonra insana farklı vecihlerden baktıran, okumadan önceki halimizden farklı bir haller kesbettiğimiz... Yazarının: "Mesnevî Mecmuası, Risale-i Nur'un bir nevi çekirdeği ve fidanlığı hükmündedir." dediği gibi, bir çok konuyu ihtiva eden müthiş bir kitap. Çok zevkle ve şevkle tefeül çektiğim mübarek bir kitaptır kendisi.
Üstad: "Kur'anı sözlerimle güzelleştirmedim, bilakis Kur'an sözlerimi güzelleştirdi." diyor. Ben de sözlerimle Risale-i Nur'u güzelleştiremem, o benim sözlerimi güzelleştirir deyip bir kaç kesit paylaşayım.
Bu Risale, bazı âyât-ı Kur'aniyenin şuhudî bir nevi tefsiridir. Ve ondaki mes'eleler Kur'an-ı Hakîm'in bahçesinden koparılmış çiçeklerdir.
Mesnevi-i Nuriye - 259
Bu Mesnevî-i Nuriye'deki risalelerin isimleri "Reşhalar, Katre, Hubab, Habbe" şeklinde gidiyor. Eğer Katre Risalesi'nin âhirinde merhum Şeyh Safvet Efendi'nin yazdığı gibi, her bir risaleye bir takriz yazılsa idi, o merhumun "Bu bir katre değil, bir bahrdır" dediği gibi biz de derdik:
"O bir lem'a değil, bir şemstir. O bir reşha değil, bir bahrdır. O bir zühre değil, bir cinandır. O bir hubab değil, bir ummandır."
Mesnevi-i Nuriye - 259