Ülkü, erkek kıyafetleri içinde , belinde tüfeği,çok iyi at binebilen,kurtuluş savaşını yaşamış ve bu yüzden sert, kararlı ve çevik bir cumhuriyet kadını.
Selim,ülkesinden sürgün edilmiş sadrazamin,züppe,şımarık ve doyumsuz İstanbul beyzadesi ....
Ve dönem, Cumhuriyetin ilanından hemen sonraki yıllar. Bir tarafta,devrimlerle değişen, dönüşen ve filizlenen bir ülke, diğer tarafta Ingiliz ajanlarıyla işbirliği yapan ,mollalar,saltanat ve hilafet yandaşlarının bu filizlenen düzeni yıkma çabası.
Ve Aşk ,ilkinde bir ruhun diğerini ,onca zitlığa rağmen sevecek ve dönüştürecek kadar güçlü...
Diğerinde Vatan ve ÖZGÜRLÜK aşkı ,bütün çabalara rağmen yıkılamayan ,belki iki insan arasındakinden daha da güçlü.....
Kitap zaten bildiğimiz cumhuriyet tarihini tekrar servis ettiği ıçin beni biraz sıktı; ama yinede okumaya değer.
Bence bu kitabın filmi yapılmalı, çok daha etkili olur.
Hatta ilk sahne , kitabın son bölümünde geçen ,bir erkek timsalinden kuğuya dönen Ülkü ve şımarık bir beyzadeden gerçek bir vatanperver adama dönüşen Selim'in Cumhuriyet Balosundaki dans sahnesi olmalı "aşkın somutlaştığı ve gözle görülür " olduğu bir sahne..
Ve 2 yıl önce deyip öykünün başına dönülmeli...