Hayatı boyunca ona ulaşabilmek için mücadele etmiş ve inanca "kuru bir ot gibi" susamıştır. Ebediyen parçalanmış olan birliğe kavuşmak ister, ebediyen kovalanan sığinacak bir yer; ebediyen kovulmuşa, tutkunun bütün hızlı akıntılarıyla.el gibi akana bir çıkış, bir huzur, bir deniz gereklidir.
Dostoyevski Tann'yı böyle hayal eder, bir sükunet olarak ve onu sadece bir ateş olarak bulur. Kendisi küçücük olmak ister, zekasından kurtulmak ister, ona karışabiirnek için, bir kömürcü gibi inanabiirnek ister, "yüz elli kiloluk
şişman tüccar karısı" gibi olmak ister, her şeyi bilen, her şeyin bilincinde olan biri olmaktan vazgeçmek ister, inançlı olabilmek için, tıpkı Vedaine gibi yalvarır...
Tolstoy, işlediği bütün günahlardan ötürü kendini suçlamıştır. Dostoyevski ise susmuştur. Ama onun bu susması Tolstoy'un bütün suçlamalarından çok daha yakındır Sodom fikrine.
Dostoyevski'yi çeken şey kumardır, "ya hep ya hiç"tir. Yeşil çuhanın önünde, iradesi yarı bilinçli yarı bilinçsiz olarak, hic durmadan kaderine meydan okumuştur.
"Ben basnracağım öfke mi Antilokhos bu sefer,
sen düşüncesiz, akılsız olmadın hiçbir zaman,
oysa bugün yendi gençliğin senin aklını.
Senden üstün olanları bir daha alaya alma."
"Hoş gör Kral Menelaos, bağışla beni,
ben çok daha gencim senden,
büyüğümsün, yiğitlikte örneğimsin benim,
bilirsin nice taşkınlıklar yapılır gençlikte,
yürek coşkun olur, düşünce toy."
Işıl ışıl bir yangın saldırırsa nasıl
dağda, derin derelerde kuru bir ormana,
ağaçlar nasıl yanarsa için için,
yel nasıl bir o yana, bir bu yana uçurursa alevleri,
tannya benzer Akhilleus da oraya buraya saldırıyordu,
kıyasıya doğruyordu düşmanlarını,
kara toprak bir kan ırmağı olmuştu.
At sürücüsü Phoiniks söz aldı ağiaya ağlaya,
Akha gemileri için bayağı ödü kopuyordu:
"Ey Akhilleus, dönmeyi gerçekten komuşsan kafana,
öfke böylesine kapladıysa yüreğini,
gemileri ateşten korumak istemiyorsan,
burda nasıl kalırım yavrucuğum sensiz, tek başıma.
Ne o, geniş kanatlı kuşlara mı inanalım,
kulak asmam, aldırmam ben kuşlara,
ister sağa, şafağa uçsunlar, güne doğru,
ister sola doğru, sisli karanlıklara uçsunlar.
Bir tek buyruk var, Zeus 'un buyruğu,
tekmil insanlann, tanrılarm kralı Zeus'un.