Sıradan bir hayat en iyisi. Onunla savaş, bununla mücadele et derken, sonunda hayatından oluyorsun. Mesela ben: zor günler geçirdikçe daha işe yaramaz hale geldim ama uzun bir hayatım oldu. Sevdiklerim birer birer öldüler ama ben hala hayattayım.
Yalnız başımıza, içimize kapanıp sorular sorduğumuzda kendimize, bir boşluğa denk gelip kendi ıssızlığımızı deneyimlediğimiz o anlarda en derin soruları açığa çıkarır zihnimiz. Ve bu sorular genellikle acısını yaşadığımız şeyler hakkında gündeme gelir. Mesela aşk acısı yaşayan birisi, acısını ve isyanını yaşadığı o yoğun dönemden sonra artık yaşadıklarına anlam verme aşamasına geçer. Sorular sorar bir filozof edasıyla kendi kendine. Bu aşk acısını neden yaşıyorum? O kadar insan varken dünyada neden aldatılan ben oldum? Neden seviyorum? Sevgi denen şey neden var ve aşk neden insana acı verir? Neden âşık oluruz? Tüm bu kavramların var olmasını sağlayan temel ontolojik neden nedir? Bunun gibi yüzlerce soru hücum eder zihnimize ve yanıt bulamadığımız o anlarda çıldıracak gibi oluruz.
Konserler ve sirkler, pazarlar ve alışveriş merkezleri kalabalıktır. Görmeyen ve duymayanlar için yapılmıştır buraları. Gördüklerini ve duyduklarını zannetsinler diye her şey çok büyük ve gürültülüdür. Ve bir kandırmacadan başka bir şey değildir bunlar. Herkes herkesle aynı şeyi gördüğünü ve duyduğunu düşünsün diye yapılır bunca şey. Çünkü herkesle aynı şeyi gördüğünü düşünen kendi körlüğünden kuşku duymak zorunda kalmaz ve bu konuda hiç olmadığı kadar çok desteklerler birbirlerini.
Mustafa Kutlu kaleminden dökülen insanı, hayatı, Anadolu insanını, hayatta insanın başına gelecek türlü güzellik ve acıları anlatan güzel bir eser.
Düşünürdüm ki içten, samimice söylenmiş her türküde, duyduğun her bağlama sesinde beni düşünürsün. Oysa ki içtenlikle, özgün yazılmış her hikayede sen gelirsin aklıma.
Uzun HikâyeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202336,5bin okunma
Bazı yollar vardır; canı gönülden, en temiz duygularla, gitmek istersin ama nasip olmaz. Öyle olur ki yaz ayında kar yağar; yollarına, başına, gönlüne. Elin, kolun, dilin bağlanır, lâl olursun. Bazen gösterebileceğin tek gayret dua etmektir.
Ancak hayat dediğin nedir ki? Anlaşılmaz bir sır. Kurduğumuz düzen hep öyle sürüp gidecek sanırız. Birden ip kopar, ışık söner, her şey darmadağın olur.