Şurası gerçek ki bizi beygirler gibi işe koşuyorlardı; hakça olmayan paylaşımda bize hep sopa yemek zenginlerin ceplerini şişirmek düşüyordu, dünya nimetlerinden nasibimizi almayı bir gün olsun ummadık.
En iyi hiç var olmamak, ya da olunacaksa, bu dünyada bir ağaç, bir taş, hatta üzerine basılsa da ezilip zedelenmeyecek bir kum tanesi olarak yer almak.
Şehirlerin her yanını ateşe verin, halkların kökünü kazıyın, bu kokuşmuş dünyadan geriye hiçbir şey kalmadığında, daha güzel bir dünya kurulabilir belki.
Bu uçsuz bucalsız kızıl topraklar denizinin üzerindeki alçalmış gökyüzü siyah tozlarla bütünleşmiş gibi görünüyordu, o saatte karanlıkları hareketlendirecek tek bir esinti bile yoktu. Ortalığa bir cenaze merasiminin donuk ve kasvetli hüznü çökmüştü.