Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Burak GÜNAYDIN

Burak GÜNAYDIN
@OdunMuhendisi
Orman Endüstri Müh.
Lisansüstü
3 Ağustos
7 okur puanı
Ağustos 2017 tarihinde katıldı
Cevaplamamız gereken asıl bilmece şu: Ne raddeye kadar en zor şeylere göğüs gererek kendimizi fikirlerimiz ve amacımız uğruna gerçekten unutabileceğiz? Zira bir yandan boğuluyor bir yandan da küçük düşürülüyoruz.
Reklam
Bir sınıf savaşı gerçekten de var, fakat bu sınıf savaşı yukarıdan aşağı doğru. Mülk sahibi ve sömürüren sınıflar, ellerindeki imkanları çarçur ettiklerinin ve ortada bir adaletsizlik olduğunun ya tüm açıklığıyla farkındalar ya da bilinçaltlarında bir yerde seziyorlar. Kendilerinin yarım yamalak idrak ettikleri şeyi, aşağıdakilerin de fark edeceğinden korkuyorlar. Bu yüzden yaşadıkları, gezdikleri ve var oldukları dünyanın otoritesini yerle bir edebilecek olan en ufak eşitlikçi harekete ve itaatsizliğe karşı daima teyakkuz halindeler. Az
Bu ana kadar şahit olduğumuz numunelere bakınca 'hak'kı kuvvetin doğurduğu anlaşılıyor.Kuvvetli olan haklı oluyor. O derecede ki acizlere, zayıflara hakkı en kuvvetli olan dağıtıyor.Kuvvetlinin görüşü hak oluyor. Bir zayıf kuvvetlinin görüşünü hak olarak kabul etmek mecburiyetinde bulundukça hürriyet, adalet yerleşmiş olamaz. O kuvveti imkan derecesinde herkese dağıtmanın yolunu bulmalıdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
.. insanlar her felakete cehaletleri sebebiyle uğramışlar ve hâlâ uğramaktadırlar.İnsanlık çocukluk zamanında akıl erdiremediği konularda daima batıl zanlara düşerek işte bundan dolayı ilerleme yolunda gecikmiştir.
SON DİYE BİR ŞEY YOK
Gitmeniz gereken bir yer varsa,bir şeyi değiştirmeniz veya bulunduğunuz ya da olduğunuz şeyden uzaklaşmanız gerekiyorsa tek gereken budur. Doğru seçimi yaptığınız yüz bin tekil karar. Uzaklığı, varacağınız yeri,ne kadar yol aldığınızı veya ne kadar yol alacağınızı düşünmek zorunda değilsiniz.Yalnzca önünüzdeki şeyi ve onu arkanızda bırakmanın yolunu düşünseniz yeter.
Sayfa 378Kitabı okudu
Reklam
Dilin bizi yakınlaştırdığını, birbirimize bağladığını sanıyoruz ancak gerçekte ne kadar uzağız, merak ediyorum. Yaşlı bir adamın hareketlerine milyonlarca mana yükleyebiliriz ama çoğu da yanlış çıkacaktır. Elimizdeki tek şey, dünyaya açılan yamuk penceremiz. Yalnız tepelerdeki büyük evlerin çatı katında yaşayan keşişler gibiyiz. Birbirimizi kırık teleskoplarla izliyoruz.
Sayfa 253Kitabı okudu
Birini özlemenin nasıl bir his olduğunu bilirim,dostum. İnsanı içten içe yakar. Suçluluk,korku, umutsuzluk gibi kötü şeyler hissettirir. Daha fazlasını yapabilirdim ya da herhangi bir şeyi yapmamalıyım hissini iyi bilirim.
Sayfa 224Kitabı okudu
Tüm olay kafandaki saçmalıklar. Bütün o kasvet, sıkıntı, suçluluk ve üzüntü. Aslında var olmayan tüm o şeyler. İşte insanı çökerten bunlar.
Sayfa 223Kitabı okudu
Genlerimizin çoğalması için yalnızca birer araç olduğumuzu, kendine ait bir planı olan bir parazitin konağından başka bir şey olmadığımızı söyleyen bir yazı okumuştum bir keresinde. Belki de doğruydu bu.
Sayfa 167Kitabı okudu
..,bir süre sonra da her şey unutulmuştu. Televizyonda yeni bir yarışma programı daha başladığı içindi muhtemelen.
Reklam
İnsan yapıcıdır, yeni yollar açmayı sever,bu su götürmez bir gerçektir. Fakat neden acaba bir yandan da yıkmaya, herşeyi kaos haline getirmeye bayılır. Haydi buna cevap verin bakalım!
Domuzların yüzlerinde değişen bir şey vardı,ama neydi? Clover' ın yaşlı donuk bakışları, yüzler üzerinde bir bir geziniyordu.Domuzlardan bazılarının çeneleri beş kat, bazılarının dört kat, bazılarının üç kat olmuştu. Ama eriyip değişmekte olan şey neydi?.... ... Artık domuzların yüzlerine ne olduğu anlaşılmıştı. Dışarıdaki hayvanlar,bir domuzların yüzlerine,bir insanların yüzlerine bakıyor;ama onları birbirinden ayırt edemiyorlardı.
Sayfa 152Kitabı okudu
BÜTÜN HAYVANLAR EŞİTTİR AMA BAZI HAYVANLAR ÖBÜRLERİNDEN DAHA EŞİTTİR
Sayfa 141 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Hiç geçmeyen, hiç unutulmayan şeyler de var, beyefendi! Ölünceye kadar insanın sırtından atamayacağı şeyler de var..."
..Sana lazım olan tek şey gözlerini açmak.Kalbimiz bizi aldatır, kafamız oyunlar oynar ama gözlerimiz gerçeği görür.Gözlerinle bak.Kulaklarınla duy.Ağzınla tat al.Burnunla kokla.Teninle hisset.Bunların ardından düşünmek gelir ve onun ardından da gerçeği öğrenmek.
Sayfa 555Kitabı okudu
.."Bazılarımız mücadele etmeli. Büyük özgürlük geleneklerini savunmak gerek. Ben partizan değilim. Rezalet gördüm mü düzeltmeye çalışırım. Parti isimlerinin hiçbir anlamı yok. Sadece özgürlük geleneği önemli. Sıradan insanlar ondan vazgeçecektir,ah evet. Daha sakin bir hayat uğruna özgürlüğü satacaklar. Bu yüzden dürtüklenmeleri,dürtüklenmeleri gerekiyor..."
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
.. Anladığım kadarıyla dünyada kimseye güven olmuyordu,..
Bazen beni bir anda denizin dibine çekebilecek kurşun ağırlıklar taşıyormuşum gibi geliyor ve beni tutmak,hatta "kurtarmak" isteyen biri bile,korkusundan ya da umutsuzluğundan değil,sırf öfkesinden bundan vazgeçecekmiş gibi bir duyguya kapılıyorum.
Sayfa 265Kitabı okudu
Seninle kendimi her şeye rağmen çok iyi hissettiğim için böyle gevezelik ediyorum.
Sayfa 186 - Koridor YayıncılıkKitabı okudu
Ve bu gece,benden iyi geceler dileği olarak tüm varlığımın,sahip olduğum,seni mutlu edecek her şeyin bir sel gibi sana akmasına izin ver.
Yabancı olan her şey yabancı.Haksızlık!Haksızlık!Fakat ben sayıklıyorum ve yüzüm kucağıma gömülü. *** ...kıskançlık duymuyorum.Ya dünya çok küçük ya da biz çok büyüğüz, her iki durumda da dünyayı tümüyle dolduruyoruz.Kimi kıskanmalıyım ben?
Sayfa 121 - Koridor YayıncılıkKitabı okudu
..evet,şimdi koltukta senin oturduğunu görüyorum,orada olmandan ve yine de benim olmandan duyduğum mutluluğu kelimelerle,gözlerimle,ellerimle ve zavallı yüreğimle nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum.Ki bunları söylerken tam olarak seni sevdiğimi söyleyemem bile,daha çok senin bana bahşetmiş olduğun varoluş halini seviyorum.
Sayfa 139Kitabı okudu