Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hun

355 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Ölüm korkulacak şey değildir. Eğer savaşta ben ölmezsem, karşımdakini yenmiş olurum, zafer kazanmış olurum. Ölürsem yenilmiş olurum ki ben ölümden korkmuyorum. Manas da başka alplara benzemezdi, Altay Dağlarının kaplanıydı. Onun heybetinden, duruşundan ay korkup bulutun arkasına saklanır, güneş korkup erken batmaya çalışırdı. Manas işte böyle bir
Manas
ManasHayrettin İvgin · Kültür Ajans Yayınları · 201646 okunma
Reklam
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Hayırlı akşamlar... Vay be, etkileyici bir kitap okudum. Memnunum, hoşnutum. Hatta kitap hakkında çizimler yapılmış mı diye internete göz attım :D Bir soluklanayım... nefes al... nefes ver... "Adem'den Önce" hep gördüğüm, aklımda olan, merak ettiğim fakat ertelediğim bir kitaptı. Ama okuyunca içeriği beni cezbetti. Kurgusu müthiş. Bu paragrafta kısaca kitaptan bahsedeyim: Karakterimiz derin rüyalar görmekte ve bu rüyalarda bin yıllar önce yaşadığını zannettiği atasının anılarını birebir yaşamakta. Hatta gördüğü karakterin bünyesine kendisi girmekte. Peki bu nasıl bir ata ve olay ne? Kitap evrimcilik etkisiyle tasarlanmış. Tahminime göre bu ata Homo Habilis düzeyinde yaşamış bir canlı. Karakterimiz ise "atavism" denilen bir aktarım sayesinde bin yıllar önceki atasının hatıralarını rüyasında birebir yaşıyor. Atavisim ile geçmişteki bir veya birden fazla atalarımızın depoladığı bilgileri, hisleri bünyemizde hissediyoruz. Bu olaya bugün ise "kalıtım" deniyor. Kalıtımsal özelliklerimiz fiziksel ve psikolojik davranışlarımı oldukça etkileyebiliyor. Misal olarak kimilerimiz yaşadığımız çağa oldukça kendisini yabancı hisseder ve benim gibi "Keşke iki bin iki yüz yıl önce yaşasaydım..." diye söylenir durur. Hop... Oiii... Konudan sapmışım ama böyle idare edelim. Karakterimiz binlerce, hatta yüzbinlerce yıl önce vahşi tabiatta hayatta kalmaya çalışan, Homo Habilis bile olduğu meçhul, maymungillerden diyebileceğim Koca Diş. Onun aksiyonlu ve gergin hayatına selam. Ve Koca Diş'e not: "Aslanım ben senin yerinde olaydım Kızıl Göz gorilini haklardım."
Adem’den Önce
Adem’den ÖnceJack London · Kapra Yayıncılık · 202018,6bin okunma
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
"Cihanın tarihi, vatanı uğrunda senin kadar uğraşan, kanını döken bir millet daha gösteremez. Senin kadar kimse kendi vatanına sahip olmaya hak kazanamamıştır. Bu vatan ya senindir ya kimsenin!.. "Gurur! O, her Türk'ün yaradılışındandır. Biz, birbirmizi bundan tanırız, değil mi? ... Herkese iyi geceler. Ahmet Hikmet Müftüoğlu'nun "Çağlayanlar" eserini birkaç gündür okumaktaydım. "Bu da kim?" diye soracak olursanız hakkında kitaptan kısa bir alıntı paylaşayım: "Türkçülük akımını ilk kez roman ve hikâyelerle anlatan Ahmet Hikmet Müftüoğlu, yazar ve diplomat olarak hayatını sürdürdü. 1870 yılında İstanbul'da dünyaya gelen yazar, Yunanlıların şehit ettiği Mora müftüsünün torunu olduğu için "Müftüoğlu" soyadını aldı." Kendisi Türkçü bir yazar. Bu kitabında birçok öyküsü bulunmakta. Beni etkileyenleri, okurken hoşuma gidenleri de oldu; hitap etmeyenleri de. Ancak yine de özellikle Türklük üzerine yazdığı öykülerini güzel olarak değerlendirdim. Yaşadığı dönemi ele alırsak, hem İslam Öncesi hem de İslam tarihi ile gelişen Türk tarihini harmanlayarak fikir eserlerinde bulunması kaliteli bir uğraş olmuş. Bundan memnun kaldım. Lakin içerikte belki de "romantizm" olarak kategoriye sokabileceğimiz öyküler de bulunmakta; bu kısımlar benim konsantremi dağıttı. Çünkü kitabı kapağına göre yargıladım ve ağırlıklı olarak tarihi öyküleri içinde bulundurur diye düşündüm; düşüncem tutmadı. Not: İçerisinde yirmiden fazla öykü bulunmakta.
Çağlayanlar
ÇağlayanlarAhmet Hikmet Müftüoğlu · Kapra Yayıncılık · 01,901 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
80 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
"İnsan her şeyini kaybettiğinde, elinde kalan son şey için umutsuzca savaşır." "ah şu belirsizlik, nasıl da eziyet ediyordu şimdi bana." "Aslında beklemekten başka hiçbir şey yapmıyordum, sessizce yatıyor ve bekliyordum." "herkes en azından bir parça delirir." "tuhaf çünkü, beni rahatsız eden şey tam da
Amok
AmokStefan Zweig · Qanun Neşriyat · 2018111,4bin okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Kaçıncaya okudum emin değilim, sanırım üç kere oldu. İlk okuduğumda 18 yaşındaydım, şimdi 23'ü dolduruyorum. İlk okuduğumda da çok sevmiştim, nedense şimdi daha farklı bir lezzetle okudum. Belki de hayatta edindiğim birtakım tecrübeler ve yıllarca az ya da çok zihnime eklediğim gerekli-gereksiz bilgiler veyahut kafamda yazdığım sayılamayacak
Satranç
SatrançStefan Zweig · İndigo Kitap · 2018236,9bin okunma
Reklam
187 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Uzun zaman oldu ve ben de uzun zaman sonra bir şeyler okuduğumu hissettim. Olur da bir aksilik olmazsa biraz romanlarla okularımı güçlendirmek istiyorum. Kumarbaz benim ikinciye okuduğum bir roman oldu. Büyük ihtimalle bazı bitirdiğim romanları tekrardan okuyacağım. İşe Kumarbaz ile başladım. İlk okuduğum zamanlar biraz benim için sönük kalmıştı. Sorun ise benden kaynaklıydı; okumak için okumuştum. Tüketilsin ve kalsın öyle, en güzel cümleler bile basit bir hâl almaya başlamıştı. Şimdi ise biraz yavaşlayınca ve kendim için bir şeyleri okumaya niyetlenince biraz daha ilgi çekici bir durumla karşılaştım. Anakarakter kumar oynamayan bir kimseyken, başına gelen olaylar ve çevresindeki kişilerden ötürü en nihayetinde kumar oynamaya başlar ve kumarın büyüsüne kapılır. Kısacık sürede zengin olmanın verdiği mutlulukla aynı hızda o serveti kaybetmenin verdiği dehşet anakarakterimizi kitabın sonunda kısır bir döngüye ve belirsiz yarınlara götürür. Kitabın karakterleri gerçekten de çok iyi. Polina, Büyükanne, General, Madam Blanche, Bay Astley, bizim Alexi... Sakince baktığımızda hepsi kendine ait tuhaf, enteresan kişilikler. Karakterlerin geçirdiği krizler ve tepkiler kısa süreli de olsa etkileyici. Birde ortamdan pek söz edilmiyor olsa da kafamda sürekli net mekanlar oluştu. Kısaca hoş bir senaryo.
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202368,5bin okunma
288 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Uzun zaman sonra keyifle okuduğum ve verim aldığım bir kitap. Bilinci kontrol etmek bu kitabı okumadan önce kafamı kurcalayan bir mesele haline gelmişti. Kendimce düşünce yönetimi üzerinde çalışıyordum ve bazı hususları çözmeye çalışıyordum. Misal olarak "Niçin bazı kimseler bu kadar pozitifken, diğer insanlar onların aksine negatif? Veyahut
Bilinçaltının Gücü
Bilinçaltının GücüJoseph Murphy · Koridor Yayıncılık · 200912,1bin okunma
281 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Selam, günaydın :)
Normalde 1000k'dan kitap yorumu hazırlamam. İnstagram için nasip oldu. Klavye varken pata pata pata yazalım madem. Vallahi vaktiyle aldık, köşeye koyduk. Kitap bekledi bekledi kendisini, okumak bugüne nasip oldu... Vezir Nizâmülmülk bir Selçuklu idarecisidir. Bu da zaten onun unvanı, lakabıdır. Adı üstünde, o "devleti nizama sokan, adaleti, düzeni yerine getirendir" diye kendisini tanıtalım. Vezir olarak Sultan Alparsan ve Melikşah zamanında görev yapmıştır. Farsi kökenli olduğu için devlet işlerini gayet iyi bilir. Devlet yönetiminin nasıl olması gerektiğini de işte "Siyasetnâme" adlı kitabında hoşça açıklamış; İslâm ahlâkı ile kitabını yoğurmuş ve geleceğe nasihatlerde bulunmuştur. Bir devletin nasıl yönetilmesi -İslâm hukuku anlayışı ve insani değerlerle- bu eserde rahmetli tarafından açıklanmıştır. Uzun uzun anlatabilmekle beraber, tanıtım yapmak kâfidir. Sevgiler, saygılar. Varsa bu tarz mevzularla ilgilenenler, buyursunlar; kitap okunmaya değerdir.
Siyasetname
SiyasetnameNizamülmülk · Dergah Yayınları · 20223,466 okunma
165 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Bir anlık/saatlik tefekkür, doğrusu bir yıllık nafile ibadetten üstündür." Onlar ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler:) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın." (Âl-i İmran, 3/191.) "Eğer kişi olursa sahibi
Tefekkür
Tefekkürİmam Gazali · Çelik Yayınevi · 2022613 okunma
200 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Orta Asya da "Ari"lerin yurduydu. Öyle söylüyor Batılı büyük bilim adamları! Milattan binlerce yıl önce ataları oradaymış. Türk mürk yokmuş ortada! İskitler, Sarmatlar; Alanlar İrani halkmış; dilleri Farsçaymış vs... Ama nereden çıktığı, ne idüğü bilinmeyen Türkler birden mantar gibi bitip, Batılı beyaz efendinin atalarını tenkil ve
Türk Halklarının Kökeni
Türk Halklarının KökeniKazi Laypanov · Selenge Yayınları · 200820 okunma
Reklam
364 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İnsanoğlunu ilgilendiren her şey, antropologların muhtemel ilgi alanına girer. Aslında daha doğru bir tanımla, antropoloji insan doğasının, insan toplumunun ve insanın geçmişinin çalışılması olarak nitelenebilir. ... Selamlar güzel ülkemin bir o kadar güzel kitap sevdalıları... Selamlar... Antropolojinin tanımını alıntıda paylaştım, bunun dışında can alıcı bir alıntı koyamadım. Gerçekten de normal bir okur için bu kitap ne kadar tavsiye edilebilir emin değilim ama sosyal bilimlerle uğraşan okurlar için faydalı olabilir. Hoiii hoiii... Ama şu bir gerçek, antropoloji çalışmaları gerçekten de insanı tanımlamaya programlı bir alan. Geçmişten günümüze insan olabilmek adına nasıl bir süreç geçirdik? Bu süreci paylaştığım kitapta ne kadar bulabilirsiniz muamma... Ben bazı bölümleri keyifle okurken bazı bölümler de bir o kadar yormadı değil. Burada işin içine ilgi alaka giriyor. Başka başka?.. Sevene can, feda sevmeyene elveda, diyerek kamyon arkası bir sözle konuyu bitirelim.
Kültürel Antropoloji
Kültürel AntropolojiEmily Schultz · Doğu Batı Yayınları · 201861 okunma
74 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
İnsan kitabı okuyunca kendini bir böcek gibi hissediyor. :D Yani, yapış yapış, tuhaf bir haşere gibi hissetmek ve sürekli hor görülmek ne denli iğrenç bir duygu güzelce idrak ediyorsunuz. Yav, insanları ötekileştirmeyelim, sonra Kafka gibi enteresan hallere girilebiliyor. Sakin sakin, insanca, güle eğlene yaşayalım. :) Amma ütopik haa...
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222,5bin okunma
188 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
Bazen diyorum kendime, bu denli akademik işlerle uğraşma, gibisinden. İnsan, kendisini tanımak için daha basit yollara da başvurabilir halbuki. O değil de, ne enfes bir kitaptır bu. Boş yere bu denli okunmuyormuş demek, anlamış oldum. Sağ olsun, okurken ben de sakinleştim, az biraz soluklandım ve kendime geldim, okumanın keyif verici tatlı tarafını her bir yerimde hissettim ve nihayetinde, bu kitap bana da hitap ediyor, diyebildim ki; bu da çok mühim bir ayrıntı. Normalde fazla popüler olan filmleri izleyebilen, kitapları okuyabilen bir karaktere sahip değilim ama insanların beğenilerini de dikkate almak lazım. Hepimiz insani duygularımızın ortak noktalarında birleşiyoruz, bu da harika bir duygu. Uzun uzadıya lafı dolandırmak gibi de bir niyetim yok. İnsanoğlu, yanındaki mutluluğu bulmak için ne de uzun yol tepebiliyor isteyince. Lakin dönüp dolaşıp, bazen hakikatin bulunduğumuz yerde olduğunu da fark etmek lazım. Kitabı okumak istiyordum, vesile olan arkadaşım @OkuyanBirVizigot'a sevgiler.
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2020206,7bin okunma
240 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Merhabalar... Genel olarak bu tarz konular pek bizlerce dikkate alınmaz ya da almak istemeyiz. Düşünsenize "Eşya ve İnsan" adlı bir kitap var ve bu kitabı okumamız dile getiriliyor ya da bu dolaylı yoldan size gösteriliyor. Fakat siz kendi kendinize ne diyorsunuz? "Ahh! Yapma ama; zaten her bir yanım eşyalarla donatılmış halde, bu
Eşya ve İnsan
Eşya ve İnsanArnd-Michael Nohl · Ayrıntı Yayınları · 201816 okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Buşido yani savaşçının yolu, Japon külturünün önemli şuurlarından biridir. Bu zihniyeti kazanmaları, Japon İmparatorluğu'nun kuruluşuyla olmamış, memleketlerine sonradan giren felsefi ve inanç doktrinlerinin varlığıyla meydana gelmiştir. Belki "Zen" denilen meditasyonla ilişkili Japon inancını duymuşsunuzdur. Zen'de amaç, kişinin derin bir meditasyon haline girmesiyle mutlak olanı bulması, soğukkanlı bir bireye dönüşmesidir. Bu biraz Buddhist meditasyonunu andırabilir, çünkü Buddhizm Japonya'da oldukça yaygın bir hale gelmişti. Ancak Buşido'yu yalnızca Zen beslemiyordu; Japonların milli dinleri Şinto (Tanrıların Yolu) da Buşido'ya kaynak olmaktaydı. Peki Japon savaşçısına ne denir? Batı'da buna Knight yani şövalye diyebiliriz. Japonlarda ise bu sınıf Samurayları yani savaşçı Buşileri oluşturur. Bir samuray nasıl olmalıdır? İlk olarak oldukça soğukkanlı ve mantıklı davranmayı bilmeli ve bir görev duygusuna sahip olmalıdır. Kılıçlarını katiyen gereksiz yere çekmemeli ve efendisine her daim sadaketle bağlı olup, onuru için yaşamalıdır. Aynı zamanda da kendini Buşido'ya adayarak duygulardan arınmalı ve olası bir durumda Seppuku (Harakiri) yapmayı dahi göze almalıdır. Bu intihar yöntemiyse kendi utanç ve başarısızlıklarının onurluca telafi edilebilmesi içindir. Samurayları sevenler okusun :D Kitapta hoş bilgiler var.
Buşido
BuşidoInazo Nitobe · Dergah Yayınları · 201670 okunma
51 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.