Sanki ölümü bekliyordu! Hatta belki istiyordu bile.Günahkar! Kafir! Böyle düşündüğüne göre dine karşı hiç saygısı yoktu.Bazı insanlar ölümün ciddiyetini bilmeyip sonunda kendilerini öldürüyorlardı.
Bir doktor delice davranışlarda bulunsa bile uzunca bir süre kimse,bundan kuşkulanmaz.İnsanlar bunu doktorların çok çalışmasına,sinirlerinin yıpranmasına bağlarlar.
Öncelikle o yaşlı bir adam,ömrünü mahkemelerde,yasalarla iç içe geçirmiş.Yani uzun yıllardır Tanrı'nın insanları cezalandırmak için uzattığı el rolünü oynamaya alışmış,yargıç kürsüsünden insanları mahkum etmiş.
Lombard,"Her şeyden önce adam böyle bir plan yapamayacak kadar aptal.Ayrıca kurbanlardan biri adamın karısıydı."
Yargıcın kalın kaşları bir kez daha kalktı.
"Mahkemelerde karısını öldürmekle suçlanan çok adam gördüm ve de ... bunların pek çoğu suçlu bulundu."
Bu meçhul kişinin,adaletin yerine getirilmesi ve yasaların dokunamayacağı bazı kişilerin suçlarından dolayı hak ettikleri cezaları öyle ya da böyle almaları esasına dayanan bir plan çerçevesinde hareket ettiğini sanırım artık hepimiz kabul ediyoruz .
Doktor Armstrong buz gibi bir sesle,"Kalbinin atmadığı kesin."dedi."Asıl sorun buna neyin neden olduğu?"
Emily Brent'in ağzından tek bir sözcük çıktı.Dinleyenlerin içine işleyen bir sözcük:"Vicdanı."