Aklını, ilmini ve ibâdetini tatil eden, siyâdetini ve saâdetini de tatil etmek zorunda kalır.
Sayfa 52
İnsan, hikâyesi ile fark edilir ve başkasıyla karıştırılmayacak bir benlik kazanır.
Sayfa 57 - İletişim Yayınları
Hangi durumda olursanız olun, bir şeyleri olumlamaya açık olmak, hayatın hiç kurumayan bir pınardır, oradan daima yeni enerji üretebilirsiniz.
Sayfa 57 - İletişim Yayınları
Okur Takip Önerileri
Üzüntüyü tanımasam, sevinci nereden bilecektim? Şevksizlik hatta acılar olmasa, zevkler boz bir normallikten ibaret olurdu. İyi duygular sevindirir, fakat kötü duygular da hayatın bereketine katkıda bulunur.
Sayfa 44 - İletişim Yayınları
Daha genç olanlar her şeyin farklı olmasını isterken, daha yaşlılar her şeyin olduğu gibi kalmasına gönül indirebilir giderek, bu onların sükûnetinin bir öğesidir - ve kaçınılmaz olarak kuvvetlerinin azalışının bir öğesi.
Derdin kaynağı, hep yenilemeye olan modern düşkünlüktür aslında, her şey fazla süratlidir, acilen sürat düşürmeye ihtiyacımız vardır.
Sayfa 32 - İletişim Yayınları
"Mutsuzluk üzerine atılmadı, üstüne çullanmadı; yavaşça sızdı, neredeyse tatlılıkla sokuldu. Büyük bir dikkatle yaşamına, hareketlerine, saatlerine, odana işledi, uzun süre gizli tutulmuş bir hakikat, reddedilmiş bir gerçeklik gibi; direşken ve sabırlı, incecik, zorlu mutsuzluk, tavandaki çatlakları, çatlak aynadaki yüzünün kırışıklarını, dizilmiş oyun kağıtlarını ele geçirip sahanlıktaki musluktan damlayan suyun içine girdi."
Sayfa 78 - Metis Yayınları
" Eğer bu dünya gerçekten düşünen insanlarla dolu olsaydı, her türden gürültü bu denli evrensel biçimde tahammül görmezdi."
Sayfa 142 - Say Yayınları
"Küçük bir düşünceyi anlatmak için çok sayıda sözcük kullanmak her zaman her yerde vasatlığın en şaşmaz işaretidir; buna mukabil çok sayıda düşünceyi birkaç sözcüğe giydirmek seçkin kafaların hiçbir zaman aldatmayan belirtisidir."
Sayfa 113 - Say Yayınları
"Yararlı öğütleri dinlemeyeceksin artık. Çare nedir diye sormayacaksın. Kendi yolunda yürüyüp gidecek, ağaçlara, taşlara, suya, göğe, çehrene, bulutlara, tavanlara, boşluğa bakacaksın."
Sayfa 34 - Metis Yayınları
Yalnızlığın büyülü çemberini kırmayacaksın. Yalnızsın ve kimseyi tanımıyorsun; kimseyi tanımıyorsun ve yalnızsın. Ötekilerin birbirlerine yapıştıklarını, birbirlerine sokulduklarını, birbirlerini koruduklarını, birbirlerine sarıldıklarını görüyorsun. Oysa sen, ölü bakışlı, saydam bir hayaletten, külrengi bir cüzzamlıdan, çoktan toza dönüşmüş bir siluetten, kimsenin yaklaşmadığı tutulmuş bir yerden başka bir şey değilsin.
Sayfa 77