Afganistan'da neler olup bittiğini, yüzeysel olarak haberlerden duyuyoruz.Fakat geri planda ne insanlık dramları yaşandığını, insanların acılar ve yokluklar içinde nasıl ayakta kalmaya çalıştıklarını, özellikle kadınların çaresizliğini,ezilmişliğini bu romanı okuyunca farkettim.Önce Meryem'in sonra Leyla'nın yaşadıkları o berbat şeyler, insanın insana reva gördüğü o korkunç zulüm öylesine canlı ve ustalıkla tasvir edilmiş ki, sanki siz de bu olayların yaşayan,gören ama hiçbir şey yapamayan bir tanığı gibisiniz.O Raşit denen adi pisliği kendi ellerimle öldürmek istedim.
Yalnız Meryem'in babası Celil'in yazdığı mektup çok acıklıydı.Onu okurken hem ağladım hem de Celil'e acıdım.